Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/13432 E. 2014/3871 K. 27.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13432
KARAR NO : 2014/3871
KARAR TARİHİ : 27.02.2014

Mahkemesi : İstanbul 21. İş Mahkemesi
Tarihi : 09.04.2013
No : 2013/4-2013/30
Davacı : N.. T.. adına Av. K.. İ..
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı adına Av. Ö.. S..

Dava, yersiz aylıklar ve tahakkuk eden primler nedeniyle borçlu olmadığının ve kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hangi sosyal sigorta mevzuatına tabi ve hangi kapsamda ölüm aylığı aldığı anlaşılamayan davacının, 01.06.2002 tarihli Mahalli Seçimlerde mahalle muhtarı seçildiği ve halen aynı görevi yürüttüğü gerekçesiyle 29.03.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında re’sen tescili yapılarak ölüm aylığının kesildiği anlaşılmaktadır. Davacı, yersiz olduğu iddia edilen ölüm aylıkları ve re’sen tescil edilen 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılığı nedeniyle tahakkuk ettirilen primler nedeniyle borçlu olmadığının ve kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesi uyarınca, Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılacak davalar (7) günlük hak düşürücü süreye tâbidir. Mahkemece, anılan maddeye atfen davacının süresinde dava açmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; davacıya tebliğ edilen ve Mahkemece hükme esas alınan 23./////.20… gün ……..sayılı yazı 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödeme emri niteliğinde olmayıp, davacıya borcun tahakkukunun bildiriminden ibarettir. Kaldı ki; davacının talebi yalnızca borçlu olmadığının tespiti isteminden ibaret olmayıp, talepleri arasında ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemi de bulunmaktadır. Bu nedenle; işin esasına girilerek, ölüm aylığının yeniden bağlanması istemi kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde tüm deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davaçıya iadesine, 27.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.