Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/13329 E. 2014/9064 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13329
KARAR NO : 2014/9064
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

Mahkemesi : İzmir 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 22.05.2013
No : 2010/301-2013/250

Asıl dava, yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen dava ise yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, tarafların avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, SGK. Başkanlığı avukatının tüm, A. R. K. avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Yurtdışı hizmet borçlanması için kesin dönüşü şart kılan 3201 sayılı Yasanın 3. maddesi Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 günlü Esas 2000/36 Karar 2002/198 sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan, artık yurt dışında bulunan Türk Vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış olup, Yüksek Mahkemenin iptal kararının elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalara uygulanması gerektiği açıktır.
3201 sayılı Kanunun “aylık tahsisi ve aylığın başlama tarihi” başlıklı 6.maddesi;
“A-Bu kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;
a)Yurda kesin dönülmüş olması,
b)Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması;
c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması şarttır.
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır…” düzenlemesini içermektedir.
3201 sayılı Kanun aylık bağlanması için “kesin dönüş” koşulunu aramakla birlikte bu konuda açıklayıcı bir bilgi de içermemektedir. Hukuk Genel Kurulu’nun 1997/10-588-857, 1998/10-645 1999-237 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, yurda kesin dönüş yapmaktan söz edebilmek için yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının çalışma hayatına yönelik tüm ilişkilerini gerek çalıştığı işyerleri ve gerekse ilgili olduğu tüm sosyal güvenlik kuruluşları yönünden sona erdirerek yerleşmek ve sosyal güvenliklerini de burada sağlamak üzere anavatana dönüş yapmaları gerekir. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki işçi sıfatıyla, çalışma hayatıyla ilgili tüm bağlarını ve ilişkilerini bitirmeden Alman Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından yardım alarak geçici sürelerle yurda giriş yapmak “kesin dönüş” yapıldığı anlamını taşımaz. Keza yurt dışındaki işini kaybetmek de her zaman kesin dönüşe delalet etmez. Giderek kişi işsiz kalabilir ama işsizlik sigortasından yardım almayı yeterli görerek yurda kesin dönüş yapmayabilir.
Bu konuda çıkarılan, 06.11.2008 tarih 27046 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde de “Kesin dönüş; Aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu” ifade edeceği öngörülmüştür. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında; işsizlik/hastalık sigortasından yardım almak kişinin yurt dışında oturduğuna ve yurda kesin dönüş yapmadığına kuvvetli bir delil ve karine oluşturur. Ancak bu karinenin aksi, somut olayın özellikleri içinde belirlenecek aynı güçte delillerle ispat olunabilir.
3201 sayılı Yasanın 6. maddesine göre yurda kesin dönüş yapılmadıkça yaşlılık aylığı bağlanamayacağı, şayet bağlanmışsa aylığının kesilerek fuzulen ödenen yaşlılık aylıklarının Kurumca geri istenmesinin mümkün bulunmasına karşın, kesin dönüş yapılmayan dönemde hukuken askıya alınan yaşlılık aylığının, yeni bir tahakkuk ve talep dilekçesine gerek olmaksızın yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yeniden ödenmeye devam olunması gerekir.
Şu halde yapılması gereken iş; SGK. Başkanlığı aracı kılınmak suretiyle sigortalının kesin dönüş yapıp/yapmadığının Alman Sigorta Kurumuna ait son hizmet cetveli vs. getirtilerek ve aynı şekilde Alman Sigorta Kurumundan aylık bağlanıp bağlanmadığının araştırılması ile, Alman Sigorta Kurumundan dava konusu dönemde ikamete dayalı bir yardım yapılmaması halinde, son yardım yapılan tarih itibariyle yurda kesin dönüş yapıldığı kabul edilmeli, ikamete dayalı yardımların dava konusu dönemde devam ettiği ancak aylık bağlandığının bildirilmesi halinde, aylık bağlandığı tarih itibariyle yurda kesin dönüş yapıldığı kabul edilerek, takip eden aybaşı itibariyle aylığın yeniden sigortalıya bağlanması gerektiği gözetilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı-birleşen davanın davacısı olan A. R. K. avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.