YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12429
KARAR NO : 2014/8117
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 29.11.1992 tarihli trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıkların peşin değerinin rücuan tahsili istemine ilişkin olup, her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
Anılan maddede “üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar.
Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, 3. ve diğer sorumlulara rücu eder. Bu kimselerin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler dolayısıyla Kurumun zarara uğraması halinde, hak sahiplerine rücu hakkı saklıdır.” hükmü yer almaktadır.
Zararlandırıcı sigorta olayında davalının %65 oranında kusurlu bulunduğu, davalının kusur karşılığı kurum zararını (16.727,14 TL) tazmin ile sorumlu olduğu gözetildiğinde, davalının tazmin ile sorumlu oldukları miktarın altında olan Kurum talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, Kurum talebinin %50’sinin hüküm altına alınarak, mükerrer indirim yapılması sonucu eksik rücu alacağına hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
./..
-2-
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici 3’üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının silinerek, yerine
“1-Davanın kabulü ile 12.867,03 TL’nin onay tarihi 07.10.2010 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 878,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan 12. maddesi uyarınca hesaplanan 1.544,04 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 860,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,” cümlelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.