Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/12389 E. 2013/17293 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12389
KARAR NO : 2013/17293
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflarca istenilmesi ve davalı … avukatı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.09.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. …. ile karşı tarafı adına Av. …. geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddine;
2-5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleridir.
Davacı Kurum; 05.11.2002 tarihli iş kazasında %25,20 oranında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan toplam 85.891,62 TL zarardan şimdilik 21.472,91 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, …’e ait binanın cam moazik işlerini yapan davalı şirket işçisi ….’un, ek yağmur suyu borusu takmaya çalıştığı sırada yaklaşık 5 metreden zemine düşmesi sonucu sürekli iş göremez durumuna girdiği, sigortalının davalı şirkete ait işyerine işe girişinin, süresinde Kuruma bildirilmemesi nedeniyle, bu davalı yönünden davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 9 ve 10. Maddesindeki koşulların oluştuğu, hükme esas alınan kusur raporunda zararlandırıcı sigorta olayında; sigortalının %12,5, işveren şirketin %60, şirket ortağı …’ın %2,5, bina sahibi …’in %25 oranında kusurlu olduğunun anlaşılmasına karşısında; işveren şirket 10. Maddeye göre; tarafların kusur oranı gözetilmeksizin belirlenen ilk peşin sermaye değeri ve masraflardan oluşan kurum zararının, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 43-44. maddeleri (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51-52. maddeleri ) uyarınca sigortalının kusurunun %50’sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak %93,75’inden, diğer davalılar ise 26. maddeye göre kurum zararının %87,5’inden sorumludurlar.
Teselsüle dayanan davalarda; Kurum, sigortalı ya da hak sahiplerine yaptığı sosyal sigorta yardımlarının tümünün tazminini bütün sorumlulardan birlikte veya sorumluların her birinden ayrı ayrı yada sadece birinden istemek hakkına sahiptir. Davacı Kurum tarafından, asıl ve birleşen davaların Borçlar Kanununun 50 ve 51.maddelerinde yer alan teselsül hükümlerine dayalı olarak açılmasına göre; ilk peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan ödemelerin toplamının %87,5 kusur karşılığından 50.090,34 TL’den tüm davalıların müştereken ve müteselsilen, bakiye 3.577,88 TL’den ise davalı işverenin sorumlu olduğu, ve iş bu davada talep edilen miktar 21.472,91 TL’nin davalıların sorumlu olduğu kurum zararının altında kalmış olduğu gözetildiğinde, talebin hüküm altına alınması gerektiği açıktır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu 10. Madde gereğince işverenin %87,5, 26. Madde gereğince diğer davalıların %75 oranında kurum zararından sorumlu olduğu kabul edilerek, sorumlu oldukları Kurum zararının belirlenmesi ve eksik rücu alacağının hüküm altına alınmış olması,
Kabule göre de; hüküm altına alınan toplam alacak miktarı 14.311,51 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, talep edilen miktar 21.472,91 TL üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davalı …’e yükletilmesine, davalı … avukatı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı …’e iadesine, 24.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.