YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12046
KARAR NO : 2014/7324
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
Mahkemesi : Yozgat İş Mahkemesi
Tarihi : 28.03.2013
No : 2013/54-2013/154
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6183 sayılı Kanunun Ödeme Emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir. Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır. Buna göre; 7 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılmadığı takdirde, daha sonra aynı konuda menfi tespit davası açabilme olanağı yoktur.
Somut olayda davacının adına ve adresine gönderilen ödeme emri, davacının babası Mustafa Korkmaz’a 31/01/2013 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, dava dilekçesi ise İstanbul 12. İş Mahkemesi vasıtası ile Yozgat Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmiştir. İstanbul 12. İş mahkemesi hakim havalesi 04/02/2013 tarihlidir, İstanbul mahkemeler veznesine harcın yatırıldığı tarih de aynı tarihtir.O halde davacının İstanbul 12. İş mahkemesine başvuru tarihinin 7 günlük süresi içerisinde olması karşısında davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.