YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11654
KARAR NO : 2014/5275
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
Mahkemesi : İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesi
Tarihi : 21.03.2013
No : 2013/368-2013/107
Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan harcamalardan oluşan Kurum zararının, 506 sayılı Kanunun 26. maddesince rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1–5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
Meslek hastalığı; işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işyerinde işin yürütüm şartları yüzünden ortaya çıkan ve sigortalıyı geçici veya sürekli şekilde hasta, sakat veya ruhen arızalı bırakan bir olgu olup, 506 sayılı Yasanın 11. maddesinin B bendinde, “sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Davaya konu somut olayda, sigortalının, 2000–2007 yılları arasında davalı işveren yanındaki çalışmalarından önce, 1999–2000 yılları arasındaki aynı nitelikte çalışmalarının varlığı karşısında, Mahkemece, öncelikle sigortalının belirtilen işyerlerinde hangi ortamda çalıştığı, meslek hastalığının oluşmasında herhangi bir etkisinin olup olmadığı tüm işyerleri bakımından ayrı ayrı belirlenmeli,meslek hastalığının, işin niteliğine göre tekrarlanan sebepler veya işin yürütüm şartlarına göre ortaya çıkan hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleri olduğu dikkate alınarak, meslek hastalığının engellenmesinde, iş güvenliği mevzuatına göre işverence hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı irdelenerek; işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceği, çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığının da, işverenin önlem alma ödevini etkilemeyeceği, işverenin, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlü olduğu gerçeğinden hareketle, meslek hastalığının oluşumunda kusurun belirlenmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden bu doğrultuda kusur raporu alınmalı; kusur irdelemesinde, dava dışı işverenler yanındaki çalışmaların sigortalıdaki sürekli iş göremezlik oranına etkisi gözetilmeli, meslek hastalığında, işverenlerin bu konuda her türlü tedbiri almış olsa bile, işin ve işyerinin niteliği sebebiyle bu hastalığın ortaya çıkması ihtimali dikkate alınarak, belli orandaki bir kaçınılmazlıktan söz edilmesi gerekeceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
2-Diğer taraftan, meslek hastalığına tutulan sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin iş kazasına uğrayan sigortalıya 07.04.2008 onay tarihi tarihi itibariyle % 23 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığı, işvereni itirazı üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 10.11.2010 tarihli kararı ile sürekli iş göremezlik derecesinin değişmeksizin %0 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Sürekli iş göremezlik geliri; 506 sayılı Yasanın 19. maddesi hükmü uyarınca zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının meslekte kazanma gücünü en az % 10 oranında yitirmiş olması halinde, sağlanan bir sosyal sigorta yardımı niteliğindedir. Buna bağlı olarak, sigortalının, gelir almakta iken, sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasını gerektiren meslekte kazanma güç kaybı oranının tamamının ortadan kalkması veya % 10 oranının altına düşmesi halinde, kesilen gelir, iş göremezlik derecesine bağlı olan sürekli işgöremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerini doğrudan etkilemektedir.
Sürekli iş göremezlik gelirinin düşmesine ilişkin Yüksek Sağlık Kurulu Kararının sadece Kurum bakımından bağlayıcı olduğu, sigortalıyı bağlamayacağı dikkate alınarak 506 sayılı Yasanın 109. maddesinde öngörülen prosedür doğrultusunda inceleme yapılmalı, sigortalının sürekli iş göremezlik oranındaki düşmeye bağlı olarak, sigortalıya bağlanan gelirlerin kesilip kesilmediği, bağlanan gelirin fiili ödemeye dönüşüp dönüşmediği araştırılarak, fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, fiili ödeme ile ilişkin olduğu gelirin ilk peşin sermaye değerinin karşılaştırılması sonucu, şayet, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarının kusur karşılığından düşük ise, o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesinin gerekmesine, aksine, fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise, o takdirde de, fiili ödeme miktarının esas alınmasının gerekeceği gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.