Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/11640 E. 2013/12669 K. 06.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11640
KARAR NO : 2013/12669
KARAR TARİHİ : 06.06.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı…-Tem Temizlik Hizmetleri Nak. Tur. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davacı Kurum, 21.09.2002 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalı …’a bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının 506 sayılı Kanunun 26 ve 87’nci maddeleri uyarınca rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalılar kusurunu %70 olarak belirleyen bilirkişi kusur raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

1-Mahkemece, eldeki davada herhangi bir kusur incelemesi yapılmaksızın, sigortalının davalılar aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılamasında alınan ve davalılardan …’ın kusurunu %70 olarak belirleyen bilirkişi kusur raporuna itiraz edilmediğinden bahisle anılan rapora dayanılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesi uyarınca sorumluluk, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerekir. Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur ve hesap raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasının takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğinden artık güçlü delil olduğundan bahsedilemeyeceği gibi, anılan davada ne taraf ne de müdahil konumunda olmadığından kanıt ve savunma sunma olanağından yoksun olan
davacı Kurumun rapora itiraz etmediği ve dolayısıyla raporu kabul ettiğinden de bahsedilemeyeceğinden, hükme esas alınan kusur raporunun işbu rücu davasına ilişkin olarak bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu durumda; eldeki dosyada alınan rapor ve varsa bu rapora somut itirazlar değerlendirilerek gerekirse yeniden iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 26, 4857 sayılı Kanunun 77, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş kusur raporu alınarak, ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin gerçeğe uygun olarak tespiti gerekmektedir.

2- Kabule göre; davacı Kurumun talebini, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin birinci fıkrasına yönelik Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararının Resmi Gazetede yayım tarihi olan 21.03.2007 tarihinden çok sonra 11.10.2011 tarihinde, sigortalıya bağlanan gelirlerde oluşan artışları da içerir şekilde ıslah ettiğinin anlaşılmasına karşın; Mahkemece, anılan iptal kararı gerekçe gösterilerek reddedilen kısım yönünden davacı Kurum aleyhine vekâlete hükmedilmemiş olması isabetsizdir.

3- Hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden hükmolunan miktar itibariyle Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu bozma sonrası yapılacak yargılama sırasında gözetilmelidir.

Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davacı Kurum vekili ile davalı…-Tem Temizlik Hizmetleri Nak. Tur. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan…-Tem Temizlik Hiz. Nak. Tur. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ye iadesine, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.