Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/11497 E. 2014/1874 K. 31.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11497
KARAR NO : 2014/1874
KARAR TARİHİ : 31.01.2014

Mahkemesi : Ankara 11. İş Mahkemesi
Tarihi : 18.03.2013
No : 2011/9-2013/338

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir.
506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece, 1989 yılına ilişkin olarak davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, 1990 yılına ilişkin olarak ise olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.
Bununla birlikte, 1989 yılına ilişkin olarak davacının farklı sicil numarasında kendi adına kayıtlı hizmetlerinin aylık bağlama kararında gözetildiği belirtilmişse de, hizmet cetvelinde işlenmediği anlaşılmakta olup, belirtilen dönemin davalı Kurumca kabul edilip edilmediği yöntemince araştırılmamıştır.
Diğer taraftan, 1990 yılına ilişkin olarak talepte bulunulmasına rağmen, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmüne riayet edilmeksizin , Mahkemece, anılan isteme ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’ye iadesine, 31.01.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.