YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11349
KARAR NO : 2014/188
KARAR TARİHİ : 14.01.2014
Mahkemesi :Ankara 19. İş Mahkemesi
Tarihi :19.04.2013
No :2012/121-2013/328
Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti ve sigortalılık sürelerine eklenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1 – 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesidir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesinde (Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi); “Hakim, talepten fazla veya başkasına hükmedemez.” düzenlemesine yer verildiği gibi, aynı yasanın 75/1.maddesinde (Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. maddesi); “Kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hakim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re’sen nazarı dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz” hükmü yer almaktadır. Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hakim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepten fazlasına veya başkasına hükmedemeyeceği açıktır.
Somut olayda; davacı, davalıya ait işyerindeki çalışmalarında itibari hizmet süresinin tespitini istemiştir. Davacının hizmet döküm cetvelinde davalı işyerinden 01.08.1992 tarihinden 1993/2. dönemi sonuna kadar çalışmalarının bildirimi olmasına ve davacı tarafından hizmet tespitine ilişkin bir istem bulunmamasına rağmen, davacının 01.08.1992 ile 01.06.1994 tarihleri arasındaki çalışmaları kabul edilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2 –Kabule göre ise; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, sigorta primi ödenmiş gün sayısı ile itibari hizmet süresi açık ve net olarak belirtilerek hüküm kurulması gerekirken, “sadece fiilen sigortalı çalıştığı ve sigorta priminin ödendiği gün sayısının 0.25 ile çarpımı sonucu bulunacak gün kadar olmak üzere” şeklinde, sigorta primi ödenen gün sayısının ve itibari hizmet süresinin kaç gün olduğu belirtilmeden hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırıdır.
O halde; davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan S.. Matbacılık ve Uluslararası Taş. San. Tic. A.Ş.’ye iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.