Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/10481 E. 2013/11699 K. 28.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10481
KARAR NO : 2013/11699
KARAR TARİHİ : 28.05.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

KARAR

Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un 4,b/4. maddesi kapsamında tarım bağ-kur sigortalılığının tespiti ile 6111 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarının yapılandırılmasından yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, bozma üzerine, sigortalılık tespitine dair davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına , 6111 sayılı Kanundan yararlanılmasına dair talebin saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, Dairemizin 2012/1912-27045 sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de;
Dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.
Eldeki dava dosyasına konu somut olayda, Kurumca, 01.12.1998 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilen davacının, 5 yılı aşan prim borcu bulunması nedeni ile 5510 sayılı Yasanın Geçici 17. maddesinin ““Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. …” hükmü gereğince aynı tari itibariyle sigortalılığının durdurulduğu, 01.05.2008 tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı
anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Mahkemece öncelikle, anılan maddenin “…Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. …” hükmü gereği, davacının Kurumca kabul edilen ancak durdurulan sigortalılık süreleri Kurumdan sorularak belirlenmeli, talebe göre Kurumca kabul edilmeyen dönem tespit edilmeli, ihtilaf konusu olan bu döneme yönelik, bozma ilamında açıklanan ilkeler çerçevesinde, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.05.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.