Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/10284 E. 2013/11884 K. 30.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10284
KARAR NO : 2013/11884
KARAR TARİHİ : 30.05.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

KARAR

Davacı, ödeme emrinin ve takibin iptalini istemiştir.
Mahkeme, uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dışı …Tic. ve San. A.Ş’ne ait 1057.01 no’lu işyerinin 2006/6.ay ile 2007/2.aylar arası döneme ilişkin 722.314,95TL’lik süresinde ödenmeyen prim ve fer’i borçlarının tahsili amacıyla, borçlu Şirket aleyhine 2007/25064 no’lu takip dosyası üzerinden başlatılan icra takibi kesinleşmiş, söz konusu takip dosyası üzerinden davacı adına düzenlenip gönderilmiş bir ödeme emri bulunmamakla birlikte, davalı Kurum tarafından davacıya gönderilen 05.03.2009 gün ve 3365674(11796) sayılı yazıyla, aralarında 2007/25064 no’lu takip dosyasıyla birlikte toplam 8 adet takip dosyasına ilişkin olarak, prim borçlusu Anonim Şirkete ait takip borçlarının yedi gün içerisinde ödenmesinin istenmesi üzerine de iş bu dava açılmıştır.
Davacı, gönderilen ödeme emrine ıttıla tarihinin 25.03.2009 olduğunu, prim borçlusu Anonim Şirketle ilişkisinin 03.04.2007 günlü istifayla sona ermesi nedeniyle prim borçlarından sorumlu tutulamayacağını beyanla, ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilk hükümde, dava dışı Anonim Şirketin prim borçları nedeniyle yapılan takipte, davacıya yapılan tebliğin usulsüz olduğundan bahisle, 2007/25064 no’lu takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Davalı temyizi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucu; prim borçlusu Anonim Şirketin süresinde ödenmeyen prim borçlarının tahsili amacıyla 506 sayılı Yasanın 80.maddesi ve 6183 sayılı Yasa kapsamında başlatılan icra takibinde, davacı adına düzenlenerek gönderilmiş bir ödeme emri bulunmamakta ise de; davacı adına gönderilen 05.03.2009 günlü Kurum yazısı içeriği de gözetildiğinde, iş bu davanın menfi tespit davası kabul edilerek, esasına girilip,davacı iddiaları üzerinde de
durulup, davacının takibe konu prim ve fer’i borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı hususu araştırmayla belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmeli gerekçesiyle bozulmuştur.
Uyulan bozma ilamı uyarınca, davacının prim borç döneminde sorumluluğunu gerektirecek kanuni temsilci sıfatının da bulunmaması nedeniyle davanın, önceki gibi kabulüne karar verilmiş ise de,hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Yasanın 80’inci maddesinde; sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen süre içinde tahakkuk ve tediye etmeyen Kamu Kurum ve Kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli Kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri Kuruma karşı işverenler ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu kılınmışlardır. Ancak, bu sorumluluk, görevde bulunulan süre içinde doğan prim borcu ile sınırlı olup, ayrıca söz konusu sorumluluk şartlarının doğması için, davacının ilgili Anonim Şirketin yönetim kurulu üyesi olması ve yönetim kurulu kararına göre tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması ve prim borcunun haklı bir sebep olmaksızın ödenmemiş olması gerekir.
Öte yandan, dosya içerisindeki Ticaret Sicil kayıtlarına göre, 19.04.2006 günlü genel kurul kararıyla 1 yıl süreyle prim borçlusu A.Ş’nin yönetim kurulu üyeliğine; 27.04.2006 günlü yönetim kurulu kararıyla da, aynı tarih itibarıyla yönetim kurulu başkanlığına ve genel müdürlüğe getirilen davacının, 02.05.2007 tarihine kadar bu görevleri devam ettirdiği anlaşılmaktadır.
Şu halde Mahkemece, davacının tahakkuka konu dönemlerde prim borçlusu Anonim Şirketin üst düzey yönetici sıfatıyla işvereni temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığı ve 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde belirtilen diğer sorumluluk koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yöntemince araştırılarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.