Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/10239 E. 2014/3548 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10239
KARAR NO : 2014/3548
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Mahkemesi :Samsun 3. İş Mahkemesi
Tarihi :26.03.2013
No :2012/112-2013/172
Davacı :S.. B.. adına Av. M. Ö.. A..
Davalı :G.. K..

Dava, hak sahibi konumunda yer alan davalıya bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi sebebiyle yersiz ödenen aylıkların istirdadı istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

5510 sayılı Kanunun, Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi başlığını taşıyan 59. maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür…. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; dosyadaki bilgi ve belgelere göre davaya konu Kurum işlemine dayanak olan kontrol memurunun 29.04.2011 tarihli tutanağının aksinin ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Zira, davalının 05.06.1997 tarihinde eşinden boşandığı, 26.12.2011 tarihinde yeniden evlendiği, 29.04.2011 tarihli kontrol memurluğu raporunda beyanları alınan mahalle sakinleri G.. K.. ve C.. G..’in davalının eşi ile birlikte yaşadığını doğruladıkları, davalı ve eşinin boşandıktan sonra dünyaya gelen 16.12.2000 doğum tarihli müşterek çocuklarının 21.06.2006 tarihinde tanıma yolu ile nüfusa tescil edildiği hususu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davalı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davanın kabulü yerine, eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme sonucunda, yazılı şekilde reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.