Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2013/10081 E. 2014/1542 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10081
KARAR NO : 2014/1542
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

Mahkemesi : Ankara 9. İş Mahkemesi
Tarihi : 28.03.2013
No : 2009/172-2013/242

Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin 506 sayılı Kanunun 10. ve 26. maddelerince rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleridir. Öte yandan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre anılan yasa maddelerine dayanılarak açılan bu tür rücu davalarında 10. maddenin uygulama önceliğinin bulunduğu açıktır.Somut olayda 10. maddenin öngördüğü koşulların araştırılmadığı da ortadadır.
Anılan Yasa’nın 4447 Sayılı Yasa ile değişik 9. maddesine göre; işveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak gönderilmekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başladıkları gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
Mahkemece, 31.8.2000 tarihli iş kazasında, sigortalının işe girişinin süresinde veya kazanın meydana gelmesinden önce Kurum’a bildirilip-bildirilmediği araştırılıp, sonucunda da, Yasanın 10. maddesi kapsamında sorumluluk şartlarının bulunup-bulunmadığı tartışılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması, isabetsiz bulunmuştur.

Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.