Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/2695 E. 2012/6073 K. 29.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2695
KARAR NO : 2012/6073
KARAR TARİHİ : 29.03.2012

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, çalıştığı iş ve hizmetin geçtiği yer itibariyle 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde tanınan itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak 01.01.2000 tarihinden önceki döneme ait talebin atiye bırakılması nedeniyle, bu talep hakkında hüküm tesisine yer olmadığına; davacının 01.01.2000-31.12.2003 tarihleri arasında gemi adamı niteliğinde çalışmakta olduğunun ve itibari hizmet süresinin 110 gün olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine;
II- 1086 sayılı Mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda “davanın atiye bırakılması” veya “davanın atiye terki” olarak adlandırılan kavramlara yer verilmemiştir. Davanın atiye bırakılması, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, çoğunlukla davanın geri alınması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Davacı değişik şekillerde davasını takipten vazgeçebilir. Ancak bunların her birinin sonuçları farklıdır. Bunlardan birisi olan “davanın geri alınması”nda davacı hakkından feragat etmemekte, ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak, şimdilik davayı takip etmeyerek, geri almaktadır. Davanın geri alınması ile dava baştan itibaren açılmamış sayılır ve sonuçları ortadan kalkar. Davanın geri alınabilmesinin koşulları 6100 sayılı HMK’nın 123. maddesinde belirtilmiştir. Anılan madde uyarınca, “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir”. Davalının açık rızası dışında davayı geri alma yasağı bulunmaktadır. Davalının açık muvafakatinin bulunması halinde, davanın esası hakkında bir karar verilmez.
29.11.2011 günlü duruşma zaptının incelenmesinden, davacı vekilinin, 01.01.2000 tarihinden önceki döneme ait taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmesine karşın, davalı … Başkanlığı vekilinin, davacının “atiye terk” talebini kabul etmediklerini belirttiği; davalı Bakanlık (Hazine) vekilinin ise, davanın geri alınmasını kabul ettiklerine yönelik bir beyanının bulunmadığı görülmektedir.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular gözetildiğinde, 2000 yılı öncesi dönem için, gerektiğinde resen araştırma yapılarak, esası hakkında hüküm kurmak gerekirken, mahkemece, “01.01.2000 tarihinden önceki döneme ait talebin atiye bırakılması nedeniyle, bu talep hakkında hüküm tesisine yer olmadığına” karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı  Kurum vekili ile davalı … (Hazine) vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.