Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/25471 E. 2013/16365 K. 16.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/25471
KARAR NO : 2013/16365
KARAR TARİHİ : 16.09.2013

……dına Av. … ile 1-… adına Av. … ve 2-… aralarındaki dava hakkında ……iş mahkemesi sıfatıyla verilen 07.06.2012 günlü ve 2010/293- 2012/137 sayılı hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Dava dosyasından, davalı …’na dava dilekçesi ve duruşma günü, davacının dava dilekçesinde belirttiği adrese tebliğ için gönderilmiş ancak, davalının adresten taşındığı ve mahalle muhtarının kayıtlarında bulunmadığını belirtmesi üzerine bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır. Gıyabi hükmün ise, aynı adrese tebliğe çıkartıldığı ve adresten taşınıldığı gerekçesiyle iade edildiği anlaşılmış olmasına rağmen, mahkemece adres kayıt sisteminden davalının adresinin tespiti amacıyla herhangi bir araştırma yapılmaksızın, ayrıca yapılan kolluk araştırmasında davalının ……’da oturmadığı aslen İstanbul’da kaldığı belirtilmiş ve davalının da verdiği cevap dilekçesinde adresini …….. olarak belirtmesine rağmen, mernis adresi olup olmadığı da belli olmayan dava dilekçesinde belirtilen adrese tebligat Kanunu’nun 35. Maddesine göre tebliği usulsüzdür.
Mahkemece; gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, verilen gıyabi hükmün davalı hakkında yapılacak araştırma yukarıda belirtilen adresin adres kayıt sisteminde yazılı adresi olduğu anlaşılır ise bu adrese, farklı bir adres olduğu belirlenirse adres kayıt sisteminde yazılı olan adrese usulünce tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 16.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.