YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/22210
KARAR NO : 2014/7012
KARAR TARİHİ : 27.03.2014
Mahkemesi : İzmir 7. İş Mahkemesi
Tarihi : 19.09.2012
No : 2011/362-2012/643
Davacı, Kurum işleminin iptalini ve 16.01.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; 08.11.1976-08.11.1984 tarihleri arası 387 gün yurtiçi SSK’lı çalışması bulunan, İsviçre’de geçen 01.07.1986-28.02.1990 tarihleri arası 1.317 günlük yurtdışı süresini 09.05.1991 günlü mahsup işlemiyle ve İsviçre’den transfer edilen primlerle 3201 sayılı Yasa kapsamında SSK’ya borçlanan davacı, 12.12.1993 tarihinden itibaren yeniden İsviçre’de çalışmağa başlamış, 16.01.2008 günlü ödemeyle de 12.12.1993-31.07.2004 tarihleri arası 3.829 günlük İsviçre çalışma süresini, 3201 sayılı Yasa uyarınca SSK’ya borçlandığı gibi, 04.03.1982-04.11.1983 tarihleri arası 600 gün askerlik süresini de aynı şekilde SSK’ya usulünce borçlanmıştır.
Yurtdışı İşçi Hizmetleri Daire Başkanlığının, İsviçre Sigorta Merciine gönderdiği 05.06.2007 günlü yazı ve eki TR 8 belgesine göre, sigortalının yurtiçindeki 387 günlük SSK’lı çalışmasının bildirilmesi üzerine, İsviçre Sigorta Merciince, anılan 387 günlük Türkiye çalışması, %100 maluliyet nedeniyle 01.08.2004 tarihinden itibaren İsviçre Sigorta Merciince davacıya bağlanan maluliyet aylığına dahil edilerek aylık miktarı yeniden belirlenmiştir. Öte yandan, davacının 16.01.2008 günlü tahsis başvurusu, İsviçre mevzuatına göre malulen emeklilik halinde, 65 yaşına kadar İsviçre Sigorta mercii tarafından isteğe bağlı veya ikamete dayalı prim yatırılmağa devam edildiği, bu nedenle 506 sayılı Yasanın 60/H maddesinde öngörülen işten ayrılma şartı ile kesin dönüş koşulu yerine getirilmediği için, maluliyet aylığı yaşlılık aylığına dönüşene kadar Türkiye’den aylık bağlanması mümkün bulunmadığı gerekçesiyle red edilirken; Yurtdışı Tahsisler Daire Başkanlığının dahili yazışmalarında, 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmü uyarınca sigorta başlangıcının, borcun ödendiği 16.01.2008 tarihinden 3.829+1.317=5.146(14 yıl 3 ay 16 gün) gün kadar geriye gidildiğinde 30.09.1993 tarihi alınacağı, haliyle 55 yaş-5.750 prim gün ve 25 yıl sigortalılık süresi bulunmayacağından aylık bağlanamayacağı ifade edilmiştir.
Davacı, Kurum işleminin iptalini ve 16.01.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Federal Konseyi arasında imzalanan ikili sosyal güvenlik sözleşmesinin 10.maddesinin 3.fıkrası uyarınca İsviçre maluliyet aylığında değerlendirilen 387 günlük yurtiçi SSK’lı çalışmaların tahsiste dikkate alınamayacağı, giderek, sigorta başlangıcının, 600 gün askerlik borçlanma süresi ve 3201 sayılı Yasanın 5.madde hükmü uyarınca 30.01.1992 alınması gerekeceği, bu halde de tahsis koşullarının bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Federal Konseyi arasında imzalanan ikili sosyal güvenlik sözleşmesinin Malüllük,yaşlılık ve ölüm hallerini düzenleyen 3.Kısım/Özel Hükümler/ 1.Bölümde yer alan 10.maddesinin 3.fıkrası “(3) İsviçre malüllük sigortasından bir Türk veya İsviçre vatandaşına bağlanacak normal malüllük aylığının hesabına esas olacak prim ödeme sürelerinin tespitinde, Türk mevzuatına tabi olarak geçen prim ödeme süreleri İsviçre’de geçen prim ödeme süreleri ile aynı zamana rastlamamak şartı ile İsviçrede geçen prim ödeme süresi olarak kabul edilir.Bunu yaparken, 1 inci maddenin 1 inci fıkrasının A bendinin (a) bölümünde yazılı Türk mevzuatına göre her 30 prim ödeme günü, İsviçre mevzuatına tabi olarak geçen bir prim ödeme ayına muadil sayılır.Ortalama yıllık gelirin tayininde yalnız İsviçre’de geçen prim ödeme süreleri nazara alınır.” Hükmünü içermekte olup; anılan maddeye göre, İsviçre malüllük sigortasından akit ülke vatandaşına bağlanacak malüllük aylığının hesabına esas prim ödeme süresinin belirlenmesinde, Türk mevzuatına tabi olarak geçen prim ödeme süreleri İsviçre’de geçen prim ödeme süreleri ile aynı zamana rastlamamak şartıyla İsviçre’de geçen prim ödeme süresi olarak kabul edilmesi gerekeceği, ancak aylığın ortalama yıllık gelirinin tayininde, yalnız İsviçre’de geçen prim ödeme sürelerinin nazara alınacağı belirtilmiş olup; anılan düzenlemeye ve özellikle fıkranın son cümlesine göre, Türkiye’deki yurtiçi çalışmalara esas sigorta primlerinin sözleşme kapsamında İsviçre sigorta merciine nakli söz konusu olmadığı gibi, aylığın yıllık ortalama gelir hesabında dahi, Türkiye’de geçen prim ödeme süresinin dikkate alınmayacağı anlaşılmaktadır.
Nitekim dava dosyası içerisinde yer alan Yurtdışı İşçi Hizmetleri Daire Başkanlığının İsviçre Sigorta Merciine gönderdiği 05.06.2007 günlü yazı ile eki CH/TR 8 belgesinde, davacı sigortalının yurtiçinde SSK kapsamında ki 387 günlük “sigortalılık süresinin” İsviçre Sigorta Merciine bildirildiği; İsviçre maluliyet aylığının hesabına ilişkin tercümeli 13.09.2007 günlü merci hesap tablosunun “hesaplamada baz alınan veriler” bölümünün “Gelirlerin hesaba katılması/prim süresi/ belirleyici yıllık ortalama gelir” satırında sadece İsviçre’de geçen 9 yıl 10 aylık primin ortalama yıllık gelir hesabında dikkate alındığı, Türkiye’den bildirilen 387 günlük “sigortalılık süresinin” ise tüm sigortalılık süresine(toplam 11 yıl) ilave edilerek maluliyet aylığının bağlandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacının Türkiye’de geçen 387 günlük SSK’lı çalışmasına ilişkin sigorta primlerinin tasfiyesinden bahsetmek mümkün olmayacağı için, tahsis şartlarının değerlendirilmesinde Türkiye’de ki sigorta başlangıcı olan 08.11.1976 tarihinin dikkate alınması gerekecektir.
Hal böyle olmakla birlikte; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi de, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
16.01.2008 günlü tahsis başvurusunun reddine dair kurum yazısında, İsviçre’den maluliyet aylığı alan sigortalıların İsviçre mevzuatına göre en 65 yaşın ikmali tarihine kadar İsviçre sigorta merciine isteğe bağlı veya ikamete dayalı prim ödenmeye devam edildiğinin belirtilmesi karşısında, anılan kurum iddiası da dikkate alınarak, yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 3201 sayılı Yasanın 6. maddesinin aradığı kesin dönüş koşulunun usulünce (bu anlamda özellikle yurtdışı sigorta merciine ait son tarihli tercümeli hizmet cetveli celbedilmeli; ikamete dayalı sosyal yardım alınıp alınmadığı irdelenmeli, kurumun iddiasında belirttiği isteğe bağlı veya ikamete dayalı zorunlu prim ödeme durumunun varlığı ile, bunun kesin dönüşe engel oluşturup oluşturmadığı usulünce belirlenmeli) araştırılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.