YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20804
KARAR NO : 2013/12626
KARAR TARİHİ : 06.06.2013
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olup, davalının rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler
Davaya konu somut olayda, sigortalı, davalıya ait şirkette tır şoförü olarak çalışmaktayken, davalı şirkete ait …..plakalı çekici ve …..plakalı yarı römork araçla, …’ ya yük götürmek üzere Kapıkule gümrük kapısında geçiş için sıra beklediği esnada geçirdiği beyin kanaması sonucu vefat etmiştir.
Hükme esas kılınan kusur raporunda, zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda, davalı işveren %60 kusurlu bulunmuş, olayda % 40 oranında kötü tesadüf olduğu belirtilmiştir.
Şoförlük ağır ve tehlikeli işlerden olup, davalı işveren tarafından sigortalının periyodik sağlık muayenelerinin yaptırılıp yaptırılmadığı araştırılarak, sağlık muayenelerinin yaptırılmadığının tespiti halinde işverenin bu eylemi ile sigortalının işyerindeki çalışma ortamı ve çalışma koşullarının ölüm olayına etkisi, başka bir anlatımla ölüm olayı ile illiyet bağının varlığı yönünde alanında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, illiyet bağının varlığının tespiti halinde ise, iş kazasının engellenmesinde, iş güvenliği mevzuatına göre işverence hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığını irdeleyen, iş kazasının meydana geldiği iş kolunda ve İşçi sağlığı ve İş Güvenliği mevzuatında uzman bilirkişiden kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınıp irdelenerek, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekili ile davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 06.06.2013 gününde oybirliği ile karar verildi