Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/20614 E. 2013/11756 K. 28.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/20614
KARAR NO : 2013/11756
KARAR TARİHİ : 28.05.2013

Mahkemesi :İş Mahkemesi

KARAR

Dava, yaşlılık aylığının eksik bağlanması nedeniyle oluşan fark aylığın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yagılama sonucunda, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığı 20.04.1982 tarihli tescille başlamış, 31.10.2003 tarihli başvuruyla 4956 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinden yararlanıp basamak satın alma suretiyle 01.09.2004 tarihinde 18. Basamağa yükselmiş ve 30.04.2007 tarihli tahsis başvurusuyla da, 16.basamak üzerinden 01.05.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Mahkeme, hükme esas bilirkişi raporunu gözeterek, davacının, 3 yıllık bekleme süresini doldurmadan tahsis talebinde bulunduğu 30.04.2007 tarihini takip eden 1.05.2007-31.08.2007 tarihleri arasındaki aylıklarının 16.basamaktan, 3 yıllık bekleme süresini doldurduğu 31.08.2007 tarihini takip eden 1.09.2007 tarihinden itibaren de bulunduğu 19.basamaktan kendisine yaşlılık aylığı bağlanarak, fark aylıklarının ödenmesi gereken tarihlerden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalı Kurumdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar Dairemizin “2010/4009E- 2011/16473 K ve 29.11.2011 tarihli” bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de,bozma ilamı gerekleri yerine getirilmemiştir.
Söz konusu bozma ilamı, incelendiğinde; “Basamak yükseltme olanağı sağlayan yasa ile, konuya ilişkin uygulamayı biçimlendiren diğer düzenlemeler, primlerin sosyal güvenlik kuruluşu tarafından sigortalılık süreci içerisinde tahsil edilip nemalandırılması ve aktüeryal dengeyi bozmayacak biçimde sigorta yardımlarına yansıtılması gerekleri gözetilerek oluşturulmuş; prim borcunun basamakta bekleme süresini tamamlayacak olan ayların primleri, basamak yükseltme farkı da gözetilerek
sigortalının talepte bulunduğu tarihte yürürlükte olan gelir tablosuna göre hesaplanması ve basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra yaşlılık aylığı yönünden değerlendirilebilmesi olanağı öngörülmüştür.
Sıralanan maddi ve hukuki olgular ile, konuya ilişkin yasal düzenlemenin prim ödeme karşılığında “intibak ettirilir” hükmünü içerdiği de gözetilerek, davacının, 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi uyarınca, yaşlılık aylığının 01.01.2000 öncesi ve sonrası döneme ilişkin hesabında, satın alınan basamakların geçmişe yönelik olarak da intibak işlemi gerçekleştirilmek suretiyle değerlendirilmesi ve aylık miktarının buna göre saptanması gerekir.
Bu saptama işlemi yapılırken dikkate alınması gereken hususlar ise; 1479 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11.madde hükmü gereği, 4447 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.01.2000 tarihinden önce sigortalı olup da, bu yasa döneminde aylık bağlanacak sigortalıların, 01.01.2000 tarihi öncesine ilişkin A aylığı hesabında; basamak satın alma suretiyle yapılan intibak tarihinden, 1479 sayılı Yasanın 4447 sayılı Yasa ile değişik 52.maddesi ile belirlenen basamak yükseltme esaslarına göre, geriye doğru gidilmek suretiyle 01.01.2000 tarihi itibarıyla bulunulan gelir basamağı belirlenmeli; belirlenen bu gelir basamağının, 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki gelir tutarı karşılığı ve sair aylık hesap doneleri dikkate alınarak A aylığı belirlenmelidir.
4447 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 36.maddesiyle, aylık hesabında ilk defa “ağırlıklı ortalama” kavramı getirilmiş olup; yine 4447 sayılı Yasanının yürürlük tarihi öncesi sigortalı olup da,bu yasa döneminde aylık bağlanacak sigortalıların, 01.01.2000 tarihi sonrası döneme ilişkin B aylığının belirlenmesinde dikkate alınması gereken “Ağırlıklı Ortalama” hesabında ise; öncelikle, 01.01.2000 tarihi ile yaşlılık aylığı talep tarihi arasında sigortalı olarak fiilen bulunulan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama bulunmalı; bilahare, satın alınan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden,yine 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama belirlenmeli; bulunan her iki ağırlık ortalama(yani fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama ve basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama) toplanarak B aylığı hesabına esas “Ağırlıklı Ortalama” belirlenmeli; bu belirleme yapıldıktan sonra ve sair aylık hesap doneleri de dikkate alınarak B aylığı saptanmalıdır.
A ve B aylık aylıklarının toplanması suretiyle elde edilen tutara, ilgili yasal mevzuatınca öngörülen sosyal destek ödemesi de ilave edilip; 01.01.2004 tarihinden itibaren güncelleştirme denilen, ilgili artış yasalarıyla (5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar) gösterilen artış oranları uygulanarak, yaşlılık aylığı talep tarihi
itibarıyla, sigortalıya bağlanacak yaşlılık aylığı belirlenmelidir.”şeklinde aylık hesaplama yönteminin izah edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, satın alınan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden,yine 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama belirlenirmesi gerekiren, 15 -19 basamaklar arası baz alınarak, B aylığı hesabına esas “Ağırlıklı Ortalamanın ” hatalı hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek, usulünce yeniden alınacak bilirkişi raporuyla, dava konusu istem değerlendirilerek, yapılacak yargılama sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak, yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bozma sonrası yapılacak yargılama sonucuna göre; davacının hükmü temyiz etmemiş olması nedeniyle, davalı Kurum lehine oluşabilecek usulü kazanılmış hak durumunun dikkate alınması gerekeceği muhakkaktır.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.