Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/17223 E. 2014/90 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/17223
KARAR NO : 2014/90
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Mahkemesi : Kocaeli 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 28.06.2012
No : 2011/474-2012/374

Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti ve sigortalılık süresine eklenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalıların avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Davalı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait gemide gemi adamı konumunda geçen çalışmaların, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesi uyarınca itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda geçtiğinin tespitine ilişkin davanın yargılaması sonucunda, davalı işverene ait işyerinde geçen primi ödenmiş çalışma süresi gözetilerek itibari hizmet süresinden yararlanmaya karar verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7.maddesinde, bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanun ile mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun Geçici 20.maddesinde yer alan sandıklara tâbi, sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin, tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, uyuşmazlığa uygulanacak olan mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun EK.5.maddesinin 3395 sayılı Kanunla değişik biçiminde bir gemi adamı, gemi ateşçisi, kömürcü ve dalgıcın itibari hizmetten yararlanılabilmesi için çalışmalarının “denizde” geçirilmesinin koşul olduğu hükme bağlanmıştır.
Kanunda öngörülen denizde geçirilmesi gereken hizmetten amaç ise, geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile bunun uzantısı geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalardır (HGK 07.02.2001 t., 2001/21-20 E., 2001/110 K., 23.10.2013 t. 2013/10-176 E., 2013/1477 K.). Aksinin kabulü, gemide çalışanların koşulsuz olarak itibari hizmetten yararlanabileceği sonucunu doğurur ki, bu durum Kanunun açık metnine ve Kanun Koyucunun iradesine aykırıdır. Geminin seferde veya limanda beklediği sürede denizde geçen eylemli çalışma süresinin; gemi ve liman kayıtları, işveren nezdindeki belgeler, işveren tarafından denizde yürütülen faaliyetin kapsam ve kapasitesi de gözetilerek, sunulan kanıtların değerlendirilmesi sonucunda, çelişkiden uzak olarak belirlenmelidir.
Davacının davalı işveren yanında ihtilaf konusu dönemde, farklı birimlerde çalışmalarının mevcut olması karşısında, Mahkemece, öncelikle yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacının işveren nezdindeki çalışma yerleri davalılardan sorularak belirlenmeli, davacının dava ettiği sürenin tamamı bakımından, bakıma giren deniz araçlarının kayıtlarının tutulduğu defter ve belgeler, davacının işyerindeki çalışmasına ilişkin bilgileri içeren şahsi sicil dosyası, çalışmaların kayıt altına alındığı belgeler celbedilmeli, bu işleri kayıt altına alan kişi/kişilerin beyanları, sigortalının görevlendirmesini yapan yetkilinin beyanları alınmalı, varsa puantaj listeleri ve diğer kayıtlar da dikkate alınmak suretiyle ayrıntılı araştırma yapılmalı, davacının yaptığı işin niteliği, geminin seferde veya limanda bulunduğu sırada denizde eylemli çalışma olarak gerçekleşen çalışma süreleri yukarıda sıralanan maddi ve hukuki olgular ışığında duraksamaya yer vermeyecek biçimde tespit edilmeli, varılacak sonuca göre itibari hizmeti gerektirir çalışma süreleri tereddütsüz belirlenerek karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsizdir.
2-Kabule göre de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının 01/05/1998-06/05/2007 tarihleri arasında davalı işyerinde gemi adamı olarak çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan itibari hizmet süresinin sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “… 506 Sayılı yasanın Ek 5. maddesi gereğince itibari hizmet süresinden yararlanması gerektiğinin, ayrıca davacının bu dönem için yararlanacağı itibari hizmet süresinin her yıl için 90 gün olmak üzere toplam 810 gün olduğunun TESPİTİNE,” karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalıların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.