Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/16388 E. 2013/20554 K. 07.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/16388
KARAR NO : 2013/20554
KARAR TARİHİ : 07.11.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 14.06.2009 tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalı …’e yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, üçüncü kişi durumunda bulunan davalı sürücü …’den rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 76/5.madde hükmü alınmış ve giderek, anılan madde kapsamındaki sorumluluk için “kastın” varlığı gerektiğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesi, İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğunu düzenlemekte olup; anılan maddenin ilk fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlerken, dördüncü fıkrası ise, üçüncü kişilerin sorumluluk halini düzenlemiştir.
Anılan 5510 sayılı Yasanın 21’inci maddesine göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir.
Fıkra kapsamındaki sosyal sigorta yardımları, kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin olup, genel sağlık sigortasına göre yapılan sosyal sigorta yardımlarını içermediği gibi; söz konusu fıkra, sadece 5510 sayılı Yasanın 4/1-a madde kapsamındaki sigortalılar için değil, aynı yasanın 4/1-b madde kapsamındaki sigortalılar yönünden de uygulama alanı bulmaktadır.
Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
Anılan fıkrada geçen “çalıştıranlara” ibaresi, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan üçüncü kişinin işverenlerini ifade etmekte olup; söz konusu işverenlerin sorumluluğu için, iş kazası veya meslek hastalığının oluşmasında kusurunun bulunduğunun saptanması gerekir. İstihdam edenlerin sorumluluğunu düzenleyen 818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 55. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 66.) maddesinde, işverenin sorumlu olması için kusurlu olması şartı aranmamış iken, 5510 sayılı Kanunun anılan maddesinde, üçüncü kişinin işvereninin sorumluluğu kusur esasına dayanması karşısında; üçüncü kişinin işvereni hakkında, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca kusursuz sorumluluk hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Burada hangi hareketin kusur sayılacağına ilişkin 5510 sayılı Kanunun 21/1 maddesine paralel bir açıklama yapılmadığından, kusur olgusunun 818 sayılı mülga Borçlar Kanununun 41 ve devamı (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı) maddeleri uyarınca belirlenmesi gerektiğinin kabulü gerekecektir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin veya işvereninin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının kusur karşılığından oluşmaktadır.
Yukarıdaki bilgiler ışığı altında; 14.06.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu, sigortalının geçici iş göremezlik durumuna maruz kaldığının ve bu kapsamda davacı Kurum tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının anlaşılması karşısında; davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 21/4.madde hükmü olup, aynı Yasanın 76.madde hükmünün ise, somut olayda uygulanabilirliğinden bahsetmek mümkün değildir.
Şu halde yapılması gereken, 5510 sayılı Yasanın 21/4.madde hükmü uyarınca yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,yazılı gerekçelerle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.