Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2012/10685 E. 2013/6090 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10685
KARAR NO : 2013/6090
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

….

Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz istekleri nin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle oluşan Kurum zararının 506 sayılı Yasa’nın 10 ve 26. maddeleri uyarınca davalılardan teselsülen tahsili istemidir.Mahkemece, davalı işverinin 10. maddeye göre sorumlu olduğu kabul edilmiş olup, 10. maddeye göre sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı irdelenmediği gibi hükme esas kabul edilen kusur raporunun oluşa uygun olmadığı anlaşılmıştır.
İş kazası, davalıya ait triko örme atölyesinde çalışan 16 yaşındaki sigortalının girdiği bunalım sonucu kafasını overlok makinesinin içine sokarak intihar etmesi şeklinde meydana gelmiş olup, mahkemece, davalının %50, sigortalının %50 kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, oluşa göre baskın kusurun sigortalıda olduğu gözetilmemiştir.
506 sayılı yasanın 9. maddesi – (Değişik : 25.08.1999 – 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ”İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.
(Ek : 14.07.1999 – 4410 / 1 md.) …… sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. ”
Düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın

./..
-2-

işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 Sayılı Kanunun 2. maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10. maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için;işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
Davalı işverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli,bu kapsamda işyerinin tesciline ilişkin dosya getirilmeli ve varsa işverence verilen işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının davalı işverene ait işyerinde işe başladığı tarihin açık ve net biçimde saptanmalı ve özellikle sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin Kuruma intikal ettiği tarih ile iş kazası aynı tarihe rastlıyor ise, işe giriş bildirgesinin daha önce verildiğinin ispat yükünün işverene ait olacağı gözetilmeli, bütün bu olgular hep birlikte değerlendirilerek somut olayda 506 sayılı yasanın 9. ve 10. maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden oluşa ve mevzuata uygun kusur raporu alınması gerekirken ve 10. maddeye göre sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılarak, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……..