Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2011/831 E. 2012/5963 K. 27.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/831
KARAR NO : 2012/5963
KARAR TARİHİ : 27.03.2012

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirttiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı deliller ve kanunî gerektirici sebepler birlikte incelendiğinde; mahkemece, davacının 14.01.2000 tarihli … nin yönetim kurulu üyesi olduğu , şirketin borç ve taahhüt altına sokan tüm işlerinden yönetim kurulu başkanının sorumlu olduğu ve anonim şirketlerde şirketi temsil ve imzaya yetkili olmayan şahısların şirket borçlarından sorumlu olamayacağı ve şirketi temsil ve imzaya yetkili olmayan davacının söz konusu şirket ait borçlardan sorumlu kabul edilemeyeceği ,gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmuştur.
506 sayılı Yasanın 80. maddesinde, 3917 sayılı Yasayla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Yasayla yapılan bu değişiklik, aynı Yasanın 8. maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Yasayla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasanın 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Yasanın yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları Yönünden,… alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917
sayılı Yasanın getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Yasanın zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yıl başı olduğu, uyuşmazlık konusu prim borcunun zamanaşımı nedeniyle son bulduğunun kararda belirtilmemiş olmasının , davanın haklı gerekçeyle kabulü sonucu uygulama kabiliyetinin bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.