Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2011/3095 E. 2012/7340 K. 12.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3095
KARAR NO : 2012/7340
KARAR TARİHİ : 12.04.2012

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
23.02.1998 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu anlaşılan sigortalı … davalı …’nın evinde 28.07.2009 tarihinde kapı montajı yaptığı sırada uğradığı kaza sonucu elinden yaralanmış ve kurum sağlık tesislerince 2.138,00 TL tedavi harcaması yapılmıştır.
Davalı iddiasına göre de, sigortalı …mobilya ustası olduğu, istisna akti kapsamında evin doğrama işlerinin sigortalıya verildiği ve yapılan iş sırasında,sigortalıya ait iş makinasına elini kaptırarak kazaya maruz kaldığı ifade edilmektedir.
Davacı Kurum, 5510 sayılı Yasanın 76/son fıkrası uyarınca sigortalı… için yapılan 2.138,00 TL tedavi giderinin, sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte rücuan tahsilini istemiş; Mahkemece, anılan madde kapsamındaki sorumluluk halleri, bu anlamda bir kusur incelemesi ve değerlendirmesi yapmaksızın davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 76. Maddesinin son fıkrasında “Genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.” hükmü öngörülmüştür.Anılan madde kapsamında yapılacak yargılamada; madde de yer alan “mahkeme kararı”ndan amaçlanın, rücu davasına bakan mahkemenin verdiği karar olduğu, bir başka ifade ile, rücu davasına bakan mahkemenin, anılan maddede belirtilen sorumluluğa ilişkin unsurların oluşup oluşmadığını, ön sorun olarak kabul ederek bu kapsamda yaptığı inceleme sonucunda, sorumluluğu tespitine ilişkin olarak verdiği karar anlaşılmadır.
Şu halde yapılması gereken iş; davaya konu kazanın oluş şekline dair varsa ceza tahkikatı dosyası, sigortalı ve davalının beyanlarını içerir kurumca yapılmış müfettiş veya yoklama memuru raporları celbedilmeli; gerekirse sigortalı ve davalı ile, olaya ilişkin bilgisi olan tanık anlatımlarına başvurulmalı; davalının kusurun belirlenmesi açısından konusunda ehil bilirkişi kurulundan rapor alınmalı ve davanın yasal dayanağını teşkil eden 5510 sayılı Yasanın 76. Maddesinin son fıkrası uyarınca davalının, Kurumun rücu alacağından sorumlu olup olmadığı araştırılıp tartışılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye …’in muhalefetine karşı; Başkan; …, Üyeler; …, … ve …’ın oylarıyla ve oyçokluğuyla 12.04.2012 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Dava hukuki nitelikçe, 5510 sayılı Yasa 4/b…kapsamında sigortalı….çalışırken yaralanması sonucu, Kurumca yapılan tedavi giderlerinin, üçüncü kişi konumunda bulunan davalıdan, 5510 sayılı Yasanın 76/son fıkrası kapsamında rücuan tazmini istemidir.
5510 sayılı Yasının 76/son fıkrasında, Genel Sağlık Sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına sebep olan üçüncü kişilerin sorumluluk şartları şöyledir.
1- Kasıtlı davranış ile zarara sebep olma,
2- Suç sayılır bir hareket ile zarara sebep olma,
3- İlgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmama nedeniyle zarara sebep olma,
4- İhmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilmedir.
Bu sorumluluk hallerinden herhangi birisi mevcutsa, Kurum yaptığı sağlık hizmeti giderlerini, üçüncü kişilerden tazmin ettirir. Ne varki, üçüncü kişilerin yukarıda belirtilen sorumluluk hallerinden dolayı tümünden sorumlu tutulması için, üçüncü kişilerin işlemiş oldukları bu fiillerin mahkeme kararı ile tespit edilmesi gerekmez. Mahkeme kararı ile tespit, sadece yukarıda 4. maddede belirtilen sorumluluk halleri içindir. Aksi takdirde tümü için aranacak olursa, Kurumun rücu hakkı çok zorlaşırdı.
5510 sayılı Yasanın 76/son fıkrasının karşılığı mülga 506 sayılı Yasanın 39. maddesidir. Madde metni şöyledir “Kasdı veya suç sayılır hareketi ile sigortalının, eşinin veya çocuğunun hastalanmasına sebeb olan kimseye, bu kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir.”
Sayın Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, 76/son maddede yer alan “mahkeme kararı”ndan amaçlanan, rücu davasına bakan mahkemenin verdiği karar olup olmadığı, anılan maddede belirtilen sorumluluğa ilişkin unsurların oluşup oluşmadığı önsorun olarak rücu davasına bakan mahkemede ele alınıp alınamayacağıdır.
5510 sayılı Yasanın 76/son fıkrasında üçüncü kişilerin sorumluluk halleri düzenlenirken, 506 sayılı Yasanın 39. maddesindeki sorumluluk hallerine ilave olarak “ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen”ler sorumlu tutulmuştur. Yani, yeni düzenleme, eski düzenlemeye göre daha geniş bir sorumluluk hali öngörmüştür. Bunun sebebi, Genel Sağlık Sigortalısına, 5510 sayılı Yasanın 60. maddesinde, her üç sigorta kolundan (4/a,b,c kapsamında sigortalılar) sağlanan sağlık yardımlarının düzenlenmiş olmasıdır. 5510 sayılı Yasa 4/c sigortalıları da düşünülerek ilave sorumluluk halleri düzenlemiştir.
5510 sayılı Yasının 76/son fıkrasında düzenlenen “ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilme” hali olmasa dahi diğer sorumluluk halleri nedeniyle Kurum, zararını tazmin ettirebilecektir.
Üçüncü kişinin sorumluluğunu gerektiren fiilin tespitine ilişkin olarak açılan dava devam etmekte ise o davanın sonucunun beklenmesi gerekecektir. Böyle bir dava mevcut değilse, diğer sorumluluk hallerine göre Kurum rücu hakkını kullanacaktır. Üçüncü kişilerin sorumluluğunu gerektiren mahkeme kararı tespiti yoksa, rücü davasına bakan mahkeme, maddedeki “kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmama” halleri ile de sorumluluk koşullarının oluşup oluşmadığına karar verebilir. İhmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olmayı tespit görevi, ön sorun olarak incelemek, rücu davasına bakan mahkemenin görevi değildir. Kaldı ki, bu hususun araştırılması dava içinde davaya neden olmakla yargılama sürecini çok uzatacak bir durumdur.
5510 sayılı Yasanın 76/son fıkrasında düzenlenen “ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit” hükmündeki amaç, rücu davasına bakan mahkemeden başka bir mahkeme kararı olarak anlaşılmalıdır. Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.