Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2011/16155 E. 2013/21409 K. 15.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/16155
KARAR NO : 2013/21409
KARAR TARİHİ : 15.11.2013

Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamına belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılardan … Sigorta AŞ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, 06.01.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan sigortalı …’e yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Kanun Koyucu tarafından, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98’inci maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” ve 6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1’inci maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır…” hükmü öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91’inci maddesine göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Sigorta
şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse, bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin ya da şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dâhilinde kefili durumundadır.
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanmasından doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işletenin (bu kapsamda araç sürücüsünün de) yararlanması gerekeceği, ancak; zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği belirgindir.
Anılan yasal düzenlemeler sonrasında trafik kazaları sonucu genel sağlık sigortalılarına yapılan sağlık giderlerinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı yönünden sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı üçüncü kişilerin sorumluluğu ortadan kalktığı, Kurumun anılan kişilere rücu imkânının kalmadığının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 Esas 2013/339 Karar sayılı kararları bu yöndedir.
Somut olayda; Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, tedavi giderleri kapsamında 6111 sayılı Kanunun 59 ve Geçici 1’inci maddelerinde belirtilen tutarların sigorta şirketleri tarafından aktarıldığı ve buna bağlı olarak davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı anlaşıldığından temyiz eden davalı sigorta şirketinin tedavi giderlerinden sorumluluğu bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Öte yandan, karar verilirken hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden hükmolunan miktar itibariyle Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu bozma sonrası yapılacak yargılama sırasında gözetilmelidir.
O hâlde, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye iadesine, 15.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.