Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2011/11463 E. 2013/5935 K. 26.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11463
KARAR NO : 2013/5935
KARAR TARİHİ : 26.03.2013

….
Dava, ödeme iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olay incelendiğinde; davacılar …. Şirketine borcun doğumu tarihinden sonra hissedar olduklarını, pay devri yaptıklarını ve halen şirket ile hiçbir hissedarlıkları yahut temsil sorumluklarının olmadığını, ….arafından gönderilen ödeme emri ferileri dahil 102.446,56 TL alacak talebinde bulunduğunu, davalı kurumun …… aleyhine başlattığı takip sonuçlanmadan ödeme emri gönderdiğini, söz konusu ödeme emirlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasının istenildiği,mahkemece ,davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, davalı Kurum tarafından 2005/ 3, 4,5,6,7,8,9 aylarına ilişkin sigorta prim borcu nedeniyle toplam 102.446,56-TL’nin tahsili amacıyla davacılar hakkında , 2005/11145 numaralı dosya ile takip başlatılıp, ödeme emrinin davacılardan …’e 4.11.2009 tarihinde , …’e 5.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların süresinde iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. maddesi ise, “Tüzel kişilere küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir… (Ek fıkra: 04.06.2008-5766 S.K./4. mad.) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur.” hükmünü içermekte olup; 04.06.2008 tarihli, 5766 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinde, “Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen
./..
-2-
hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır.” düzenlenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında; borca konu 2005/11145 Esas sayılı takip dosyasında, asıl borçlu şirkete ödeme emri tebliğ edilememiş, tebliğ edilmesi için gereken araştırmalar yapılmamıştır. Bu durumda alacaklının tüm çabalarına rağmen şirkete ulaşamadığı sonucu çıkarılamaz. Dolayısıyla 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. maddesinde düzenlendiği şekilde alacağın asıl borçlu şirketten tahsil edilip edilemeyeceği hususu netleşmediğinden üst düzey yönetici sıfatıyla davacı tarafa başvurulamayacağı gözetilmeksizin ,yazılı şekilde karar tesisi,usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…..