YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3766
KARAR NO : 2010/17702
KARAR TARİHİ : 28.12.2010
……
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Karar gerekçesindeki çelişkili yazıma karşın, 506 sayılı Yasanın 80. maddesi anlamında, prim borçlusu şirketi temsil ve ilzama yetkili davacının, ödeme emrine konu prim borcundan sorumluluğu konusundaki mahkeme yaklaşımı sonucu itibariyle yasal düzenlemeye uygun bulunmakta olup; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan, “Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. (Ek cümle:16.06.2009 – 5904 S.K./35.mad) Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.
Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” İçerikli açık yasal düzenleme karşısında, 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından kaynaklanan davada, mahkeme için öngörülen maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır.
6183 sayılı Yasanın 58. maddesinin beşinci fıkrasında “itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir.” hükmü yer almakta olup; mahkemece, ödeme emrinin iptali istemli davanın reddine karar verildiği halde bu yönde hüküm kurulması gereğinin gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, anılan aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
./..
-2-
SONUÇ: Hüküm fıkrasının (1) numaralı bendine, “Ödeme emrine konu alacağın % 10 zamlı olarak tahsiline,” cümlesinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
28.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
……