Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2010/14429 E. 2010/17273 K. 21.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14429
KARAR NO : 2010/17273
KARAR TARİHİ : 21.12.2010

……..

Dava, davacıya yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava dilekçesinde davacının 28.7.2008 tarihli tahsis talebine dayanılarak 01.8.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması istenilmiş iken, yargılama aşamasında dava dilekçesine ekli hizmet cetvelinde görünen hizmetlerin tümünün davacıya ait olmadığının anlaşılması üzerine, dosyaya sunulan 05.5.2010 tarihli dilekçe ile 01.10.2009 tarihinden itibaren aylık bağlanması talep edilmiştir.
İlk talebe göre yaşlılık aylığı koşullarının oluşmadığı hususunda bir tereddüt yoktur. Yeni bir yaşlılık aylığı talebi olmadan anılan koşulların irdelenemeyeceği ve aylığın başlangıcına dair gerek 506 sayılı Kanunun 62. maddesinde, gerekse 5510 sayılı Kanunun 30. maddesinde belirtilen, yazılı istek tarihinden sonraki aybaşından itibaren aylığın bağlanacağı hükmü gözetilmemiştir.
2-Davacının ……..sigortalılığı hakkındaki değerlendirmeye gelince;
1479 sayılı Kanunun ek 19. maddesi, “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir…” düzenlemesini içermekte olup, davacının 01.6.1980-31.12.1982 ve 09.7.2001-23.12.2002 tarihleri arasında, toplam 4 yıl 14 gün……….sigortalılığının bulunması karşısında, anılan düzenleme gereği işbu sigortalılığının durdurulamayacağı dikkate alınmamıştır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
./..

-2-

O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

………..