Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2010/13723 E. 2012/3993 K. 06.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13723
KARAR NO : 2012/3993
KARAR TARİHİ : 06.03.2012

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne, davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 08.06.2007 tarihli trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıklar ile yapılan ödemelerin davalı …’ten kusurlu sürücü olarak, diğer davalı …’den ise kazaya karışan aracın işleteni sıfatıyla rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63.maddesidir. Anılan maddede “üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar.
Ancak, Kurum, yapılan bu yardımların ilk peşin değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, 3. ve diğer sorumlulara rücu eder. Bu kimselerin hak sahiplerine yaptıkları ödemeler dolayısıyla Kurumun zarara uğraması halinde, hak sahiplerine rücu hakkı saklıdır.” Hükmü yer almaktadır.
Davalı …’in, rücu alacağından sorumluluğuna dayanak kılınan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi kapsamında, “diğer sorumlular” kavramı çerçevesinde 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi anlamında işleten sıfatına sahip bulunması yani trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracın tehlikesi kendisine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması hâlinde mümkündür.
2918 sayılı Kanunun 3.maddesi “İşleten:Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama,ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” tanımını içermektedir. Şekli ölçüye göre işleten, satışa esas olan tesçil belgesinde (m.19) aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan trafik belgesinde (m.21), sigorta poliçesi ile (m.91) vergi kaydında adı yazılı kişidir. Maddi ölçüde ise araçtan ekonomik olarak yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği ölçü alır. 2918 sayılı Yasa bu teme olgu üzerine oturtulmuştur. (Hukuk Genel Kurulunun 26.03.2008 gün, 2008/10-273 E. 2008/275 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda, trafik kazasına neden olan …plakalı araç, kaza tarihi itibariyle, trafik sicilinde davalı … adına kayıtlı olup, Kurum; trafik sicilindeki bu kayda dayanarak davalıya davasını yöneltmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3 ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, güçlü delil niteliğindedir. Zarar gören Kurumun davayı, trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesi olağan olup, davayı açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişiden başkası olduğu konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz.
Mahkemece, trafik kayıt maliki olan davalının, işleten sıfatının bulunmadığı, bu durumun yargılama aşamasında davalının ileri sürdüğü deliller sonucu ortaya çıktığı, davanın açılmasında davacı Kurumun bir kusurunun bulunmadığı, bu nedenle adı geçen davalı hakkındaki davanın reddi nedeniyle, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyeceği hususu gözetilmeksizin, yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasında yer alan “Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 4.323,46 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine” ibaresinin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.