Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2010/13042 E. 2012/1775 K. 09.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13042
KARAR NO : 2012/1775
KARAR TARİHİ : 09.02.2012

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının yaşlılık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava konusu uyuşmazlık, 506 sayılı Yasa’nın geçici 20. maddesi kapsamında … yaşlılık aylığı almakta olan davacının, aynı zamanda seyyar milli piyango bayiliği yapması nedeniyle, yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmasına ilişkin Kurum işleminin yerinde olup olmadığı noktası olup, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasa’nın ek 20. maddesinin 3. fıkrasıdır.
1479 sayılı Kanun’un ek 20. maddesinin, 24.07.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’la eklenen ve 02.08.2003 tarihi itibarîyle yürürlüğe giren ilk şeklinde, diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak aylık alanların, sadece ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olmaları durumunda, aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesileceği öngörülmüş iken, 28.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5073 sayılı Yasa’nın 15. maddesi ile, anılan düzenleme değiştirilerek, diğer sosyal güvenlik kurumlarından aylık alanlar için, 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddenin I. bendi kapsamında çalışmaya başlama veya bu çalışmalara devam etmeleri koşuluna bağlanmak suretiyle, sosyal güvenlik destek primi sorumluluk halleri genişletilmiştir.
Öte yandan, 1479 sayılı Kanunun, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunun 6. maddesiyle değişik 24. maddesinin (1) numaralı bendinin (a) fıkrasında; diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; esnaf ve sanatkarlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar veya esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar sigortalı olarak sayılmış, daha sonra bu hüküm 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değiştirilerek esnaf ve sanatkarlar ile, diğer bağımsız çalışanlardan; ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit
usulde gelir vergisi yükümlüleri yönünden vergi kaydı bulunanlar, gelir vergisinden muaf olanlar yönünden ise, esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar kapsam altına alınmıştır.
Bu yönde, kural olarak kanunlar yürürlükte oldukları dönemdeki uyuşmazlıklara ve görülmekte olan davalara uygulanmakta olup; … ilişkin düzenlemelerin kamusal niteliği itibarîyle, özellikle sigortalı ya da hak sahiplerinin sosyal sigorta yardımlarından yararlanma koşullarının ya da bu yardımların kapsamına ilişkin olarak sigortalı lehine yapılan yasal düzenleme ya da değişiklik hükümlerinin geçmişe yönelik biçimde uygulanması gereği kabul edilmişse de; 4956 sayılı Kanun’un 44. maddesi, keza, 5073 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile 1479 sayılı Kanun’un ek 20. maddesinde yapılan değişikliklerin, Kurumun sosyal güvenlik destek primi alacağına ilişkin bulunması itibarîyle, anılan maddelerin yürürlüğe girdiği tarihler sonrasında hakedilmiş ya da hakedilecek yaşlılık aylıkları yönünden uygulanması gereği açıktır.
Hâl böyle olunca da; Ek 20. maddenin 3. fıkrasının düzenlemesinin yürürlüğe girdiği 28.01.2004 tarihinden sonraki dönemde oda ve sicil kaydı mevcut olan davacının, … kaydının 28.07.2008 tarihine kadar devam ettiği gözetilerek; sunulan kanıtlar ve anılan yasal düzenlemenin aradığı ölçütlerdeki değişime uygun olarak durumu değerlendirilmeli, sosyal güvenlik destek prime sorumluluğunun açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi gereği üzerinde durulmalıdır.
Bu yönde, davacının sicil ve oda kaydının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ve destek primi kesilebilmesinin ancak kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı halinde mümkün olduğu da gözetilerek, oda kaydı ve bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihlere göre fiilen seyyar milli piyango satıcılık faaliyetine devam edilen süre,tarafların göstereceği deliller ile resen yapılacak araştırma sonucunda kesin olarak saptanarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırm ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.