Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2010/10554 E. 2012/1817 K. 09.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10554
KARAR NO : 2012/1817
KARAR TARİHİ : 09.02.2012

Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan… avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 20.02.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan kurum zararının, davalı işveren …. 506 sayılı Yasanın 9 ve 10.maddesi, diğer davalılardan ise 26.maddesine göre tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davanın yasal dayanaklarından olan 9 ve 10. madde konusunda bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın, iş kazası sonucu ölen sigortalının işvereni olan Davalı ….kusursuz bulunarak hakkındaki dava red edilirken; 506 sayılı Yasanın 26.maddesine göre, iş kazasının meydana geldiği depo sahibi davalı….. ile bu depolarda gübre paketleme işlerini yapmakta olduğu anlaşılan davalı …. toplamda %100 kusurlu bulunarak, ilk peşin değerli gelirler yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
a) 506 sayılı Yasanın 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı kanunun 2.maddesi ile değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddeleri hükmüne göre, davalı işverenin rücu alacağından sorumluluğu için işe giriş bildirgesinin sigortalının işe başlatılmasından önce verilmiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesinden sonra meydana gelmemesi gerekir. Aynı yasanın 9.maddesi hükmüne göre, inşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün,Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde ise, en geç bir ay içerisinde işe giriş bildirgesinin verilmiş olması gerekir.
Davanın yasal dayanaklarından olan ve kusursuz sorumluluk halini düzenleyen 506 sayılı Yasanın 9 ve 10.maddesine ilişkin olarak, bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın karar tesisi hatalı olup; inceleme konusu davada, 506 sayılı Yasanın 10.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı; sigortalının özlük dosyası (hizmet cetveli ile birlikte) celbedilip dosyadaki mevcut delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle, somut olayda, 4447 sayılı Yasa ile değişik 506 sayılı Yasanın 9 ve 10.madde koşullarının varlığı araştırılıp irdelenerek, davalı işveren veya işverenler yönünden varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
b) Yargılama sırasında alınan 30.06.2008 günlü kusur raporuyla, işveren …%80, davalı işveren ….%20 kusurlu bulunurken, sigortalı ve diğer davalı …. ise kusursuz bulunmuş; itiraz üzerine alınan 12.04.2009 günlü raporla, davalı işveren … %60 (bunun %3’ü cezada hüküm giyen…. %2’si …. ait olmak üzere), davalı …. %20 (bunun %3’ü cezada hüküm giyen … ait olmak üzere) ve davalı işveren …. %20 kusurlu bulunmuştur.
Mahkumiyetle kesinleşen ceza davasıyla, davalı …. yetkilileri … ve … ile davalı ….yetkilisi…. mahkum olurken, davalı işveren … yetkilileri ise beraat etmiştir.
Mahkemece, tarafların, iş kazasının oluşumundaki kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi amacıyla, iki kusur raporu (birbiriyle çelişmekle birlikte) alındığı halde, çelişkileri giderecek şekilde yeni bir kusur incelemesi yapılmaksızın ve anılan kusur raporlarına da itibar edilmeksizin, ceza dosyası içeriği gözetilerek, yeni bir kusur değerlendirilmesi yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi isabetli görülmemiştir.
Öte yandan, iş bu rücuan tazminat davasında, davalı Şirketler arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve davalıların hukuki sıfatları konusunda bir araştırma ve değerlendirme de yapılmamıştır.
Şu halde, yapılması gereken iş; öncelikle her 3 davalı şirket arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, bir başka ifade ile, “asıl işveren-alt işveren-ihale makamı-üçüncü kişi”ilişkisinin varlığı, ilgili ceza dosyası da celbedilerek usulünce araştırılıp belirlenmesi gerekir. Bu belirleme yapıldıktan sonra, iş kazasının oluşumunda kusuru bulunan gerçek ve tüzel kişilerin kusurları ayrıştırılmak ve çelişkiler de giderilmek suretiyle ayrı ayrı ve yeniden alınacak kusur raporuyla saptanmalı ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ile, davalılardan …. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan, …. iadesine, 09.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.