Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2009/9431 E. 2010/585 K. 21.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9431
KARAR NO : 2010/585
KARAR TARİHİ : 21.01.2010

…….

Davacı vekili; davacının, ilk kesinti tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dava kısmen kabul edilerek, davacının ilk tevkifat tarihini izleyen ay başından 31.12.1995 gününe kadar sigortalılığının tespiti yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, davalı………..vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 417’nci maddesinde, kanunen belirtilmiş haller dışında yargılama giderlerinin aleyhinde hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması durumunda ise mahkemece her iki tarafın yargılama gideri ile yükümlü tutulacağı veya bu giderlerin taraflar arasında takdir edilen şekilde bölüştürüleceği; 418’inci maddesinde, davanın esası hakkında yararına hüküm verilmiş olan tarafın davayı isteyerek uzatması veya gereksiz masraf yapması ya da elinde bulunup da karara etkili olan belgeleri anında ve zamanında karşı tarafa bildirmemesi durumlarında yargılama giderlerinin tamamı veya bir bölümüyle mahkûm edilebileceği; 423’üncü maddesinde, vekil ücretinin yargılama giderleri içinde yer aldığı belirtilmiş olup; 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, avukatlık ücretinin, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükme bağlanacağı açıklanmıştır. Sigortalılık süresinin saptanmasına yönelik davalar yönünden; bu tür davaların tarafları ve niteliğinden hareket edilerek, kısmen haklı çıkma durumunda dahi yargılama giderlerinin tümünden davalının/davalıların sorumlu tutulacağına ve reddedilen süreler yönünden vekil ile temsil olunan davalı/davalılar yararına avukatlık ücreti belirlenemeyeceğine ilişkin herhangi bir özel yasal düzenleme bulunmadığından, davanın kısmen reddine karar verilmesi durumunda, anılan Kanunun 418’inci maddesinde açıklanan özel sebep ve koşullar var olmadığı sürece yargılama giderlerinin haklılık paylarına göre taraflar arasında paylaştırılması ve vekil ile temsil edilen davalı yararına da avukatlık ücreti belirlenmesi zorunludur. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2006 gün ve 2006/1-163 Esas, 2006/76 Karar, 28.05.2008 gün ve 2008/10-370 Esas ve 2008/410 Karar numaralı ilamlarında da aynı yaklaşım ve görüş benimsenmiştir.
……
Diğer taraftan, sözü edilen Kanunun 388’inci maddesinin son fıkrasında; yargılama sonunda kurulan hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz yinelenmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, kuşku ve duraksama uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiş, 389’uncu maddesinde ise, mahkemece verilen karar ile iki tarafa yüklenen görev ve tanınan hakların kuşku ve duraksamaya yol açmayacak surette oldukça açık yazılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır.
İnceleme konusu davada; taraflar arasında çekişme konusu yapılan sigortalılık süresi hüküm altına alınırken, sigortalılık başlangıç tarihi açıkça belirtilmeyerek yukarıda anılan düzenlemeye aykırı ve hükmün yerine getirilmesi aşamasında kuşku ve duraksamaya yol açıcı yol açıcı nitelikte karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, davanın kısmen reddi yönünde hüküm kurulmasına ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 418’inci maddesinin uygulama koşulları bulunmamasına karşın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yargılama giderlerinin taraflar arasında bölüştürülmeyerek tümünün davalı Kuruma yüklenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan sözcüklerin çıkartılarak yerine “Davacının 01.04.1995 – 31.12.1995 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine,” sözcüklerinin yazılmasına, (4) numaralı fıkrasında yer alan sözcüklerin çıkartılarak yerine “Yargılama aşamasında davacı tarafından karşılanan 124,40 TL. giderin, tarafların haklılık payları göz önünde bulundurularak takdiren 8,00 TL.sinin davalı Kurumdan alınarak davacıya verilmesine ve kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,” sözcüklerinin yazılmasına, (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin çıkartılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

….