Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2009/17091 E. 2010/93 K. 18.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17091
KARAR NO : 2010/93
KARAR TARİHİ : 18.01.2010

……..

Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesi hükmü gereğince tazminine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, istem aynen hüküm altına alınmıştır.

Hükmün, tüm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; dava, zararlandırıcı sigorta olayından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesinin; 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas – 2006/106 Karar sayılı kararı ile 26’ncı maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibarelerinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmiş bulunması, Anayasanın 153’üncü maddesine göre,…………….iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması, iptal kararının Resmi Gazetede yayımlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 76’ncı maddesi uyarınca yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması, 26’ncı maddedeki anılan ibarelerin iptali
./..

ile Kurumun rücu hakkının; kanundan doğan, kendine özgü, sigortalı veya hak sahiplerinin hakkından bağımsız, basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna karşılık gelen tutarı ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekmekte olup; inceleme konusu işbu davada kazanın meydana gelmesinde sigortalıya %25, davalıya toplam %75 oranında kusur yüklenmesinin oluşa uygun bulunmasına, yukarıda sözü edilen madde hükmüne dayanılarak davalıların ilk peşin değerli gelirlerden %75 oranında sorumlu olduğunun belirgin bulunmasına, 506 sayılı Kanun uyarınca açılan rücuan tazminat davalarına ilişkin olarak maddi gerçek zarar (dış tavan) hesabı yapılması gereği ortadan kalktığından;

a-)Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 74’üncü maddesinde yer alan, hakimin her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğine ilişkin emredici kural gereğince talebin aşılamayacağına ve mahkemece istemin aynen hüküm altına alınmış bulunmasına,

b-)Davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden, mahkemece tazminine hükmedilen tutarın, sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin davalıların sorumluluğunun karşılığını oluşturan kısmını aşmamış bulunmasına, göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……..