Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2009/15071 E. 2010/1760 K. 15.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/15071
KARAR NO : 2010/1760
KARAR TARİHİ : 15.02.2010

…..

Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın, rücuan ödetilmesi istemine ilişkindir.

Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca inceleme yapılarak davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 tarih ve 2003/10 Esas, 2006/106 Karar numaralı kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur. İptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76’ncı maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir kanun maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava tarihi itibarıyla yürürlükteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, söz konusu iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum karşısında kısmen reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmamasına karşın, mahkemece
./..
-2-

yanılgılı değerlendirme sonucu; yargılama sonunda davacı Kurum davada kısmen haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip vekil ile temsil olunan davalılar yararına avukatlık ücreti belirlendikten sonra davacı Kurumun anılan ücret yönünden sorumluluğuna karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 438’inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

S O N U Ç :Hüküm fıkrasında davalı taraf için avukatlık ücreti verilmesine ilişkin (7) numaralı bendin silinmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…..