Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/20744 E. 2010/4718 K. 01.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/20744
KARAR NO : 2010/4718
KARAR TARİHİ : 01.04.2010

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacıya yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi uyarınca, anılan Kanunun yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre oluşturulan sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirileceği ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Terzilik faaliyeti ile uğraşan davacının, 05.02.2003 tarihli giriş bildirgesi ile 25.5.1981 tarihli vergi kaydına dayanarak 04.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanun kapsamında ….sigortalısı olarak tescil edildiği, sonrasında 07.4.2003 tarihli Kurum kabulüne göre, 20.4.1982-04.10.2000 dönemini borçlanıp vergi borçlanma borcunu bitirdiği, yine 1yıl 8 aylık askerlik süresini de 2004 yılında borçlandığı ve buna dair borçlanma bedelini de yatırdığı anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Kanun kapsamında, yaşlılık aylığından yararlanabilmek için sigortalının yazılı talepte bulunması, talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olması, kadın ve erkek için ayrı belirlenen yaşların doldurulması ve belli süre sigorta primi ödenmiş olması gereklidir.
Mahkemece, davacı tarafından yapılıp Kuruma ulaşmış bir tahsis talebin olmadığı, dava dilekçesi ile tahsis talep edildiği, ancak dava tarihi itibariyle prim borcunun varlığının red gerekçesi olarak kullanıldığı görülmektedir.
Tahsis talep tarihi saptanamadığı için dava tarihinin tahsis talep tarihi olarak alınmasında bir isabetsizlik yok ise de, mahkemece sonuca ulaşırken, usul ekonomisi yönünden yargılamanın devamı sırasında yapılacak ödemeyle ve ödemeyi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanılabileceği, bu arada dosyada mevcut 12.6.2008 tarihli ödemenin ne amaçla Kurum hesabına yatırıldığı irdelenmemiştir.
Yapılacak değerlendirmede, …sistemimizde çifte sigortalılığın olamayacağı dikkate alınarak, davacının 2001-2008 yılları arasında görünen 506 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu sigortalılık süresi ile çakışan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu sigortalılığın hangisine üstünlük tanınacağı yönünde araştırma yapılmalı, baskın çalışmanın geçtiği kuruma tabi sigortalılığa üstünlük tanınmalı, ancak davacının kendi nam ve hesabına çalışmasının daha önceden süregeldiği de gözetilmelidir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.