Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/19546 E. 2010/5153 K. 12.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19546
KARAR NO : 2010/5153
KARAR TARİHİ : 12.04.2010

Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
1-)Borçlar Kanunun 50. maddesinde, “Birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde müşevvik ile asıl fail ve fer’an methali olanlar, tefrik edilmeksizin müteselsilen mesul olurlar.” düzenlemesi ve davada müteselsilen tahsil isteği olduğu gözetilerek, davaya konu Kurum alacağından 14.042,16 TL. nin 26.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; 1.239,06 TL. nin 26.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması;
2-)Davanın yasal dayanağını oluşturan, 506 sayılı Kanunun 26. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, Anayasa Mahkemesi’nin 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 tarih ve… numaralı kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur. İptal kararının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76. maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından; davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince kısmen reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip, yargılama gideriyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması;
Usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenleridir.
Ne var ki; bu aykırılıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının tümünün silinerek yerine;
“Eldeki dava ve birleştirme kararı verilen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine;
1-)14.042,16 TL. nin 26.05.2005 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte müştereken müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
1.239.06 TL. nin 26.05.2005 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalı …. den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
2-)Başvuru harcı ile birlikte 769,48 TL. karar ve ilam harcının müştereken müteselsilen davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
66,91 TL. karar ve ilam harcının davalı ….den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)1.685,06 TL. avukatlık ücretinin müştereken müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
143,06 TL. avukatlık ücretinin davalı …. den alınarak davacıya verilmesine;
4-)461.02 TL. yargılama masrafının müştereken müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine;
40,68 TL. yargılama masrafının davalı …. den alınarak davacıya verilmesine, karar verildi.” yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.