Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/19097 E. 2010/3439 K. 11.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/19097
KARAR NO : 2010/3439
KARAR TARİHİ : 11.03.2010

……
Dava, davacının Kuruma 23.043,11 TL borçlu olmadığının tespiti ile anılan miktarın ödeme tarihinden reeskont faizi ile tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Tüm dosya kapsamından, davacıya ait çimento paketleme işyerinde üretilen çimentonun paketlenmesi , stoklanması, kamyon üzerine yüklenmesi, sevkedilecek çimento silolarına doldurulması, yükleme kanallarının temizliği işini yüklenen……. adlı şahsın Kuruma olan borçlarından dolayı açılan muhtelif takip dosyaları kapsamında; davacı aleyhine de, ödeme emirleri düzenlendiği, davacı şirketin bunları sürelerinde, ihtirazi kayıtla ödediği, işbu dava ile, ödeme emrine konu olup ödenen miktarın bir kısmının istirdatının istenildiği anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından, 6183 Sayılı Kanunun 58. maddesi hükmüne göre , ödeme emri tebliğ edildikten sonra, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yönünde, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde bir itiraz davası açılmamış olmakla, davacının borçlu olduğu hususu kesinleşmiştir. Böylece, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primlerin yasal faiziyle iadesine dair 84. maddesidir.

Ancak hükme esas bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, zira, ödeme emrine konu asıl alacağın fahiş olduğu yönündeki itirazı karşılayacak bir değerlendirme yapılmadığı, Devlet iç borçlanma senetlerinin, ilgili aylık ortalama faiz oranlarının yanlış alındığı, Hukuk Genel Kurulu’nun 18.2.2004 gün ve 2004/10-104-94 sayılı kararında da belirtildiği gibi, 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde, Kurumun prim vb.
….

alacakları için genel kuraldan ayrılan bir temerrüt faizi düzenlemesine yer verilmiş ve her ne kadar, burada gecikme zammından söz edilmiş ise de, prim borunun zamanında ödenmemesi halinde Kurumca talep edilecek karşılık kamu hukuku karakterli bir para alacağı için öngörülen (nitelikli) temerrüt faizinden ibaret olup, genel ilke uyarınca, buna ayrıca temerrüt faizi yürütülmesine yasaca olanak bulunmayacağını gözeten bir irdeleme yapılmadığı belirgindir.

Mahkemenin, yukarıda açıklanan hukuki ve fiili esaslar doğrultusunda karar vermesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

…..