Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/16698 E. 2010/1682 K. 15.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/16698
KARAR NO : 2010/1682
KARAR TARİHİ : 15.02.2010

……..
Dava, davacının prim borçlanmasını geçersiz sayan Kurum işleminin iptali ile borçlanma bedelini süresinde yatırmış olduğundan 10 yıllık vergi borçlanmasının geçerli olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulün karar veriliştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-1479 sayılı Kanunun 26. maddesinde; sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden  vazgeçilemeyeceği, aynı Kanunun 25. maddesinde ise, yasal şartların gerçekleştiği tarihte sigortalılığın kendiliğinden başlayacağı öngörülmüştür. Ne var ki, 1479 sayılı Kanuna göre, hak ve mükellefiyetlerin belirli tarihlerde başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemeler kapsamında; 619 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesi hükmünde; “bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayacağı ancak; 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla 20.04.1982 tarihinden 04.10.2000 tarihine kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların, vergiye kayıtlı oldukları süreleri borçlanmak suretiyle sigortalılık süresi olarak değerlendirmeleri imkanı geliştirilmişse de; Anayasa Mahkemesinin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname tüm hükümleriyle iptal edilmiş, sonradan 02.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 1479 sayıl Kanuna eklenen geçici 18.madde hükmü ile de; 619 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname’nin geçici 1. maddesi hükmüne benzer bir düzenlemeyle; sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmayanlara, 20.04.1982 ile 04.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarına dayalı çalışma sürelerini belli koşullarla borçlanma imkanı tanınmıştır.
Dairemizin yerleşmiş görüşüne göre “kısmi borçlanma” mümkündür.
Somut olayda, 05.08.2002 tarihli borç tahakkuk belgesindeki borçlanma bedelinin tamamı, sigortalıya, hak ve yükümlülüğünü belirten yazının tebliğinden itibaren süresi içinde ödenmiş, ancak, ödeme tarihinde bulunulan gelir basamağının yürürlükteki prim tutarı dikkate alınmadığından, gerçekte borçlanma bedelinin bir kısmı ödenmemiştir.
./..

-2-

Hal böyle olunca, süresinde ödenen borçlanma tutarı karşılığı gün sayısı oranlama yapılmak suretiyle hesap edilerek bu süre kadar borçlanmasının geçerliliğine karar vermek gerekirken, aksinin kabulü ile, istemin tümden kabulü isabetsizdir.
2-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 417/1. maddesine göre yargılama harç ve giderlerinde davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm kurulan tarafın sorumlu olduğu ve 5502 sayılı Kanunun 36. maddesine göre …… harçtan bağışık olduğu gözetilmeksizin karar ve ilam harcının yargılama giderlerine dahil edilerek davalı….. tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

…….