Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/13358 E. 2010/2267 K. 22.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13358
KARAR NO : 2010/2267
KARAR TARİHİ : 22.02.2010

…….

Davacı, … kazası vefat eden sigortalının hak sahiplerine yaptığı yardımların 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kararında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
…- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair, davalılar vekilinin, tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
…-506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibareleri, … Mahkemesi’nin, ….03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23…..2006 tarih ve 2003/… Esas, 2006/106 Karar numaralı kararı ile iptal edilmiş olup, …’nın 152 ve 153. maddelerinde öngörülen düzenleme uyarınca, … Mahkemesi iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur.İptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76’ncı maddesi gereğince, yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve …’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir kanun maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi de bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava tarihi itibarıyla yürürlükteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, söz konusu iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum karşısında kısmen reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmamasına karşın, mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelendirilip, vekil ile temsil olunan davalılar lehine vekalet ücretiyle sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
….

Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ: Hüküm fıkrasında vekalet ücretini düzenleyen …. paragrafın silinerek yerine “Davacı Kurum davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 500,00 TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılardan alınmasına, ….02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

……