Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2008/11423 E. 2010/2072 K. 18.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11423
KARAR NO : 2010/2072
KARAR TARİHİ : 18.02.2010

……
Davacı kurum, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibi sırasında davalının vaki itirazı nedeniyle, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı ister.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucu, itirazın iptali ve takibin devamı istemleri kabul edilirken, icra inkar tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davanın yasal dayanaklarından olan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; …diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, …. hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Alacağın gerçek tutarının belli ve sabit olması durumunda veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurları bilindiği ya da bilinebilecek durumda olduğu takdirde likit bir alacaktan söz edilebilir. Başka bir anlatımla, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından borç tutarının araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı aranmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, asıl alacağın, davalı tarfından sigortalının ölümünden sonra haksız çekilen aylıklar toplamından oluştuğu, gerek icra takibi, gerekse dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla alacağın likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız olarak itiraz eden davalı borçlunun davacı alacaklı Kurum yararına hüküm altına alınan davaya konu asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
./..
-2-

S O N U Ç : Hükmün ilk bendinin ikinci satırında yer alan “..,icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,” cümlesinin tamamen silinerek, yerine, “..,hüküm altına alınan davaya konu olan asıl alacak üzerinden %40 oranına göre hesaplanan 5.018,57 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

……