Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/866 E. 2023/3952 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/866
KARAR NO : 2023/3952
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/360 E., 2021/47 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜMLER : Değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar müdafileri
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık … yönünden aralarındaki bağlantı nedeniyle Dairemizin 2021/8417 Esas numarasında kayıtlı dosya ile birlikte incelenmiştir.
Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.02.2018 tarihli ve 2018/264 Esas, 2017/8394 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanıkların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.04.2018 tarihli ve 2018/73 Esas, 2018/211 Karar sayılı kararı ile sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
C. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 11.10.2018 tarih ve 2018/911 Esas, 2018/956 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlerdeki hukuka aykırılıklar düzeltilerek, hükümlere yönelik sanıklar ve müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
D. … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi kararının, sanıklar ve müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 16.04.2019 tarihli ve 2019/153 Esas, 2019/2368 Karar sayılı kararı ile;
“(…) Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2018 tarihli 2018/73 esas ve 2018/211 sayılı kararının,
Dosyadaki belge ve bilgilere göre; tüm aşamalarda yüklenen suçu inkar eden sanıkların savunmalarının aksine, suç tarihinde sanık …’ın attığı poşetten ve sanıkların bulundukları aracın alt kısmından ele geçen uyuşturucu maddeleri satma veya başkalarına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduklarına dair soyut istihbari bilgi dışında kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanıkların eylemlerinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hüküm kurulması, (…) ” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2019/282 Esas, 2019/317 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında, değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan
5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
F. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Dairemizin 10.11.2020 tarihli ve 2020/13145 Esas, 2020/7090 Karar sayılı kararı ile;
“Bozmaya uyularak yapılan yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrasında, 188 veya 190. maddelerde tanımlanan suçlardan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun 191. madde kapsamına girdiğinin anlaşılması halinde, sanıklar hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesi hükme bağlanmış, 191. maddenin 9. fıkrasında ise “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümlerinin uygulanacağı…” belirtilmiştir.
Dolayısıyla, sanıklar hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan dolayı açılan davada, yapılan kovuşturma sonucunda sanıkların sabit olan eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğunun anlaşılması durumunda, suç vasfındaki değişiklik nedeniyle Mahkemece 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan hüküm kurulma aşamasına gelindiğinde; öncelikle, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti gerektiğinden; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının denetim süresi içinde işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilmiş ve infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;

1) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde görülüyorsa, Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunulup erteleme kararı verilen suça ilişkin olarak dava açılması sağlanarak, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, aynı Kanunun 191. maddesinin 5. fıkrası da gözetilmek suretiyle, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir hüküm kurulması,
2) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;
a) 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı yoksa,
b) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı varsa ve kovuşturma sonuçlanmış ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmişse,
c) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilecek olursa,
Mahkûmiyetle sonuçlanmayan yukarıdaki (b) ve (c) bentlerine giren durumlarda da önceki suç nedeniyle TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı yok hükmünde sayılacağından, sanıklar hakkında, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup, Yasanın amir hükmü olduğu için sanıkların önceki hükümlülükleri bu maddenin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 8. fıkrası uyarınca, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen şartlar aranmaksızın, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, karar verilmesi,
3) Sanıklar hakkında daha önce, aynı nitelikteki başka bir suç nedeniyle;

a) 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı varsa ve yargılama konusu olan suç, bu erteleme kararının ihlali niteliğinde değilse, ayrıca önceki suçtan mahkûmiyet kararı veya erteleme süresinin olumlu geçirilmesi nedeniyle 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 7. fıkrası uyarınca ”kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmişse;
b) Ya da 6545 sayılı Kanunla değişik TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararı varsa ve kovuşturması devam ediyorsa, verilecek hüküm inceleme konusu davada verilecek kararı da etkileyeceğinden, her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesi ve delillerin tartışılmasından sonra, önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilecek olursa,
Bu suç doğrudan soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir suç olacağından yargılamaya devam edilerek, suç tarihi itibarıyla, 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi,
Gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b) Kabule göre;
1) Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin görüşünü açıklaması üzerine, sanık …’ın mütalaaya karşı savunmasından sonra, duruşmada hazır bulunan sanıklar müdafilerinin mütalaaya karşı beyanları alınmadan hüküm kurularak savunma hakkının kısıtlanması,
2) TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması, (…) ” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
G. Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2020/360 Esas, 2021/47 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında, değişen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
H. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; hükümlerin bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Öncelikle tedavi tedbiri uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuna,
2. İndirim maddeleri uygulanmayarak eski hükümde ısrar edilmesinin hukuka aykırı olduğuna,
İlişkindir.
B. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
3. Lehe hükümlerin uygulanmadığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İstihari bilgi üzerine sanık …’nin kullandığı aracın tespit edildiği, olay günü araç sürücüsünün … olduğu, arka kısımda sanık … ile hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen temyiz dışı sanık …’in olduğu, aracın durdurulmak istenildiği sırada ön sağ yolcu kısmından inen sanık …’ın kaçmaya başladığı, bu esnada elinde bulunan poşeti parçalayarak yere attığı, sanık …’ın yakalanmasından sonra araçta yapılan aramada aracın alt kısmında 4 paket bulunduğu, ele geçen toplam maddenin 10,5 gram sentetik kannabinoid grubunda yer alan MDMB(N)-2201 ile ADB-FUBINACA ihtiva ettiği tespit edilen olayda:
Her iki sanık hakkında denetim uygulandığı, her iki sanığın denetim yükümlülüklerini ihlal ettiği ve haklarında kovuşturma yapıldığı, kovuşturma sonucu haklarında mahkûmiyet kararı verildiği dikkate alınarak yargılamaya konu eylemlerin doğrudan kovuşturulması gereken suçlar olduğu kanaati ve her iki sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi bağlamında soruşturma ve kovuşturma bulunduğu, türlü suçlardan sabıkalarının olduğu, yeniden suç işlemeyecekleri hususunda olumlu kanaat oluşmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanmaksızın mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Bağlantı sebebiyle birlikte incelediğimiz Dairemizin 2021/8417 Esas sayılı dosyasında, sanık hakkında 28.11.2014 tarihli eylemi nedeniyle 29.04.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, 11.07.2015 tarihinde uyuşturucu madde ile yakalanan sanığın denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymaması nedeniyle 03.09.2015 tarihinde iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, yargılama sonucu Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli ve 2015/524 Esas, 2016/364 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03.05.2023 tarih ve 2023/3952 Karar sayılı kararı ile bozulduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, aralarındaki bağlantı nedeniyle bozma gerekçeleri de dikkate alınarak temyize konu dosya ile Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/524 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin, ihlal niteliğinde eylem veya tek suç veya ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra, zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi durumunda; ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca artırılarak karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı görülmüştür.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden
Dosya ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında 09.12.2015 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle 20.03.2018 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli ve 2018/208 Esas ve 2018/303 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; 20.03.2018 tarihinde düzenlenen iddianame içeriğinde sanık hakkında 05.08.2015 tarihli eyleminden dolayı kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturmadan bahsedildiği; sanık hakkında 05.08.2015 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle 10.08.2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği, yükümlülük ihlali üzerine 30.09.2015 tarihinde iddianame düzenlenerek kamu davası açıldığı, yargılama sonucu Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.01.2016 tarihli ve 2015/581 Esas, 2016/6 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği; temyize konu suç ile 09.12.2015 tarihli suç arasında hukuki kesintinin bulunmadığı,

2018/208 Esas ve 2015/581 Esas sayılı dosyalar temyize konu dosya arasında bulunmadığından 05.08.2015 ve 09.12.2015 tarihli suçlar yönünden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararlarının tebliğine ilişkin denetim yapılamadığından; anlaşılmakla; söz konusu dosyaların aslı veya onaylı örneklerinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde incelenen dosya arasına konulması ve gerektiğinde kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için bildirimlerde bulunulup sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (A) ve (B) ile gösterilen bentlerde açıklanan nedenlerle sanıkların müdafilerinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2020/360 Esas, 2021/47 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca sonuç ceza yönünden sanıkların KAZANILMIŞ HAKLARININ SAKLI TUTULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi