Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/8496 E. 2023/5167 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8496
KARAR NO : 2023/5167
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/587 E., 2023/113 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma ilâmı üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.10.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. … (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesinin, 29.04.2011 tarihli ve 2010/1084 Esas, 2011/466 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın 23.05.2011 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.

3. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, … (Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.01.2012 tarihli ve 2011/557 Esas, 2012/13 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl hapis cezasına karar verilmiştir.

4. Kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10.07.2017 tarihli ve 2013/4517 Esas, 2017/3413 Karar sayılı kararı ile, ele geçirilen madde ile ilgili ekspertiz raporu ve olay tutanağının dosyada bulunmaması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

5. Bozma sonrası yapılan yargılamada , … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.07.2018 tarihli ve 2017/724 Esas, 2018/394 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi gereği yargılamanın durmasına karar verilmiştir.

6. … Cumhuriyet Başsavcılığı 03.10.2018 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı vererek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.

7. Sanığın 03.11.2020 tarihli eylemi ihlal kabul edilerek … Cumhuriyet Başsavcılığının, 11.01.2021 tarihli iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin dördüncü (b) bendi ile 58 inci maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

8. … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2021 tarihli ve 2021/58 Esas, 2021/435 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
9. Kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 10.07.2017 tarihli ve 2013/4517 Esas, 2017/3413 Karar sayılı kararı ile, sanığın 03.11.2020 tarihli eyleminin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlenmiş olması nedeniyle yükümlülüklerini ihlal eden sanık hakkıda 5560 Sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi çerçevesinde bir bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, sanığın hukuki durumunun basit yargılama usulü yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, temel cezanın 2 yıl olarak belirlenmesi nedeniyle fazla cezaya hükmolunması, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 inci maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti ile davanın düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin tartışılmasında zorunluluk bulunması gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
10. Bozmaya uyularak, … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2023 tarihli ve 2022/587 Esas, 2023/113 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan karar tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun ile değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 inci maddesi, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi ve 58 inci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz sebepleri özetle ;
Hakkında uygulanan tekerrür hükümlerinin kaldırılmasına ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri hükümlerinin uygulanmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde sanığın ikametinde yapılan aramada uyuşturucu madde ele geçirilmiş, sanık hakkında hapis cezasına hükmedilmiş , kararın sanık tarafından temyizi ile bozulması üzerine yapılan yargılamada sanık hakkında durma karar verildiği, 03.11.2020 tarihinde işlediği yeni suç nedeniyle hakkında yeniden yargılama yapılarak ihla nedeniyle yeniden mahkûmiyet kararı verilmiştir.

IV.GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un Geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, 5271 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda 5271 sayılı Kanun’nun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun, “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2023 tarihli ve 2022/587 Esas, 2023/113 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.06.2023 tarihinde karar verildi.