Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/8292 E. 2023/5810 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8292
KARAR NO : 2023/5810
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/234 E., 2022/592 K.
SUÇ : Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma
veya satma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.03.2014 tarihli ve 2012/253 Esas, 2014/251 Karar sayılı kararı ile sanığın kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 187 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
B. Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.02.2020 tarihli ve 2018/2333 Esas, 2020/1349 Karar sayılı kararı ile;
“1- Suç konusu ilaçların kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak ve tedavi amacını azaltacak veya kaybedecek nitelikte olup olmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre; sanığın sabıkasız oluşu, duruşmadaki iyi hali ile yeniden suç işlemeyeceğine dair oluşan olumlu kanaat nedeniyle TCK’nın 51. maddesi gereğince sanığın cezasının ertelenmesine karar verilmiş ise de, sanık müdafii tarafından uygulanması kabul edilen ve daha lehe olan CMK’nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması tartışılırken sanığın kişilik özellikleri irdelenerek, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerekirken, “şartları oluşmadığından” şeklinde yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2020/234 Esas, 2022/592 Karar sayılı kararı ile sanığın kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 187 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis ve 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle; 1. Davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerektiğine, 2. Adli Tıp Kurumu raporunun eksik incelemeye dayandığına, 3. Sanık hakkında lehe olan hükümlerin uygulanması seçeneğinin değerlendirilmediğine, ilişkindir.

III. GEREKÇE
Her ne kadar sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 187 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince dava açılmış ise de, ecza deposu işleten, doktor veya eczacı olmayan sanığın mesleki faaliyetlerinin söz konusu maddede belirtilen resmi izne dayalı meslek ve sanat kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından, eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 187 nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmekle, suç tarihinden itibaren, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 inci maddesinin dördüncü fıkrası nazara alındığında öngörülen 12 yıllık uzatmalı dava zamanaşımı süresinin 21.10.2022 tarihinde dolduğu gözetilmeden düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğu ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1412 sayılı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşmesine Yargıtay tarafından karar verilmesi mümkün görülmüştür.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.12.2022 tarihli ve 2020/234 Esas, 2022/592 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz talebi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.06.2023 tarihinde karar verildi.