Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/8071 E. 2023/10218 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/8071
KARAR NO : 2023/10218
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.10.2009 tarihli iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
B. İzmir (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 18.02.2010 tarihli ve 2009/1268 Esas, 2010/371 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın 09.03.2010 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
C. Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İzmir (Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 20.06.2012 tarihli ve 2012/542 Esas, 2012/958 Karar sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 inci maddesi, 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

D. Kararın sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 25.02.2016 tarihli 2015/15650 Esas, 2016/7173 Karar sayılı kararı ile, “Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlememiş ise, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü
fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş,” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
E. Bozmaya uyularak, İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.06.2016 tarihli ve 2016/327 Esas, 2016/558 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla lehine olan 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca takdir edilen 10 ay hapis cezasına dair hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Kararın itiraz edilmeksizin 09.09.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine, denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmiştir.
F. Sanığın denetim süresi içinde 07.10.2019 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 05.11.2020 tarihli ve 2019/812/854 Esas, 2020/451 Karar sayılı mahkûmiyet kararının 27.12.2021 tarihinde kesinleştiğinin ihbar olunması üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2022/119 Esas, 2022/644 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hüküm açıklanarak, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 5560 sayılı Kanun’la değişik 191 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci maddesi, 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması ile hak yoksunluğuna hükmedilmiştir.

G. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; usul ve yasaya uygun hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık kararı temyiz ettiğini, cezayı kabul etmediğini belirtmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay tarihinde kolluk güçlerinin sanığı durdurarak kimlik kontrolü yaptığı sırada yapılan kaba üst aramasında üzerinde ele geçen maddenin yapılan kriminal incelemesinde uyuşturucu madde olduğunun tespit edildiği, sanığın aşamalarda uyuşturucu maddeyi kullanmak için bulundurduğunu ikrar ettiği,
böylelikle sanığın üzerine atılı suçu işlediği, gerekçesiyle sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Kabul edilebilir bir temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İncelemeye konu 06.09.2009 tarihli bu suç nedeniyle 18.02.2010 tarihli kararla hakkında doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde, 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, uygulanma koşulu bulunmadığı halde, yukarıda anılan Yargıtay bozma ilamı gereği sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 85 inci maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde 16.06.2016 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi sanık lehine uygulama olduğundan bu husus dikkate alınarak yapılan incelemede,
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) yapılan incelemede, sanığın incelemeye konu 06.09.2009 tarihli eylemden önce işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçlarından açılan kamu davalarında, İzmir (Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 25.06.2009 tarihli ve 2009/357 Esas, 2009/1021 Karar sayılı, İzmir (Kapatılan) 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.04.2009 tarihli ve 2009/68 Esas, 2009/695 Karar sayılı kararları ile sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı anlaşılmakla,
Bozmaya uyulduğu halde, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrası ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığının sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yargılamaya devam edilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 24. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.09.2022 tarihli ve 2022/119 Esas, 2022/644 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.11.2023 tarihinde karar verildi.