Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/799 E. 2023/2017 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/799
KARAR NO : 2023/2017
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli, 2012/525 Esas, 2014/418 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188’inci maddesinin üçüncü fıkrası, 52 nci maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis ve 2.400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
B. Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli, 2012/525 Esas, 2014/418 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 11.06.2020 tarihli ve 2019/2292 Esas, 2020/2274 Karar sayılı kararı ile;
“1) Hükme esas alınan iletişimin tepitine ilişkin kararların, iletişimin tespiti çözüm tutanaklarının, … …’de ele geçen uyuşturucu maddeye ilişkin olay tutanağı ve analiz raporunun asılları veya onaylı örneklerinin denetime imkan verecek şekilde getirtilip incelendikten sonra sanığı hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2)“15.07.2009” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “22.12.2009” olarak gösterilmesi,

3) 15.07.2009 tarihinde … …’de ele geçen uyuşturucu maddenin sanık tarafından verildiğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; dosya kapsamına göre, sanık ile … …’in arasındaki telefon görüşmelerinin 12.07.2009 tarihinde, en son olarak saat 18:38’de yapıldığı, 12.07.2009 tarihli koluk tutanağında … …’in üzerinde ve araçta yapılan aramada suç unsuruna rastlanmadığının belirtildiği, bu tarihten sonra sanık ile … arasında dosyaya yansıyan herhangi bir telefon görüşmesinin bulunmadığı ve fakat hakkında açılan kamu davasının reddine karar verilen, temyiz incelemesine konu edilmeyen sanık …ile … arasında 15.07.2009 tarihinde saat 12.40 ile 13.21 saatleri arasında telefon görüşmelerinin bulunduğu ve aynı tarihte … …’den suça konu uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, …hakkında 15.07.2009 tarihinde …’tan ele geçirilen maddeyi temin ettiği gerekçesiyle Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2012 tarihli, 2010/98 esas, 2013/135 karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği, kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 12.11.2019 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği, …hakkındaki bahse konu ilk derece Mahkemesinin dosyasının 20.06.2013 tarihli celsede getirtilerek incelendiği, sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği ve dosyanın temyiz aşamasında olduğunun belirtildiği anlaşılmakla; sanık …’in hakkındaki mahkumiyet hükmü yukarıda izah edildiği üzere kesinleşen sanık …’ın, …’a uyuşturucu madde temin etme eylemine ne şekilde iştirak ettiğine ya da eylemin doğrudan sanık … tarafından gerçekleştirildiği kabul edildiğine göre buna ilişkin gerekçenin mevcut delillerle
ilişkilendirilerek denetime imkan verecek şekilde gösterilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabule göre de:

4) Sanık hakkında, incelemeye konu 15.07.2009 tarihli eylemi nedeniyle 31.10.2012 tarihli iddianameyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kamu davası açıldığı, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre, sanık hakkında 22.08.2009 tarihli eylemi nedeniyle 27.10.2009 tarihli iddianame ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan başka bir kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama neticesinde Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2010 tarih, 2009/269 esas ve 2010/164 karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla, söz konusu dosyanın aslı veya onaylı örneği getirilip incelendikten ve denetime imkan verecek şekilde dosya arasına konulduktan sonra, incelemeye konu 15.07.2009 tarihli suç ile kesinleşen karara konu olan 22.08.2009 tarihli suçun “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılıp değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,”

Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli, 2020/233 Esas, 2021/18 Karar sayılı kararı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebebi vekalet ücretine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli, 2020/233 Esas, 2021/18 Karar sayılı kararı ile sanığın mahkûmiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin temyiz dilekçesi kapsamına göre, vekalet ücreti ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.

1136 sayılı Kanun’un 168 inci ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; ancak bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2021 tarihli, 2020/233 Esas, 2021/18 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322’nci maddesi gereği hükmün;
Hüküm fıkrasının ikinci paragrafından sonra gelmek üzere “Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 8.200 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.03.2023 tarihinde karar verildi.