Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/7777 E. 2023/4993 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7777
KARAR NO : 2023/4993
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

T U T U K L U

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/3144 E., 2022/1976 K.
SUÇ : Kenevir ekme
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

… Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 30.12.2022 tarihli ve 2022/3144 Esas, 2022/1976 Karar sayılı kararına yönelik sanığın 13.02.2023 ve 23.02.2023 tarihli dilekçeler ile temyiz isteminden vazgeçtiğini bildirdiği ve temyiz davasının istek şartına bağlı olduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 266 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminden vazgeçme nedeniyle dava dosyasının, Cumhuriyet savcısının temyizine hasren yapılan incelemesinde:

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I.HUKUKİ SÜREÇ
A. İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2020 tarihli ve 2019/365 Esas, 2020/75 Karar sayılı kararı ile sanığın kenevir ekme suçundan, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun’un (2313 sayılı Kanun) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 5 yıl 10 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 08.01.2021 tarihli ve 2021/6554 Esas, 2022/9680 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde, sanığın kenevir ekme suçundan, 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 28.09.2022 tarihli ve 2021/6554 Esas, 2022/9680 Karar sayılı kararı ile;
“CMK’nın 280/1-a maddesinde; Bölge Adliye Mahkemesince “İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilebileceği düzenlenmiş olup, bu kapsama girmeyen şekilde Bölge Adliye
Mahkemesince, ilk derece mahkemesi hükmünde belirlenen ceza miktarının azaltılabilmesi için, 280/1-g. maddesi uyarınca duruşma açılarak, delil değerlendirilmesi yapıldıktan sonra eylemin kabulüne göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,”
Nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 30.12.2022 tarihli ve 2022/3144 Esas, 2022/1976 Karar sayılı kararı ile bozma ilamına karşı direnilmesine, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde, sanığın kenevir ekme suçundan, 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; duruşma açılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle hükmün bozulması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri özetle;
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi hükmünde belirlenen ceza miktarının azaltılabilmesi için, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılarak, delil değerlendirilmesi yapıldıktan sonra eylemin kabulüne göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın ikametinin bulunduğu mahallede, başka şahıslara ait ikamette arama yapıldığı sırada, uzaktan bakıldığında sanığa ait bahçede kenevir olduğu değerlendirilen bitkiler görülerek yazılı arama emri alındığı, sanığa ait bahçede boyları 30 ila 150 cm arasında olan 435 kök, bahçeye giden yol üzerinde

sanığa ait çardağın karşısındaki dere yatağına inen patikadaki çalılık-ağaçlık alanda boyları 30 ila 200 cm arasında olan 134 kök ve ormanlık alan içinde boyları 100 ila 200 arasında olan 90 kök olmak üzere toplam 659 kök dikili kenevir ele geçirilen olayda;

Bölge Adliye Mahkemesince, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin son hali ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.07.2022 tarihli ve 2021/9-359 Esas, 2022/528 Karar sayılı kararı, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yasağı ilkesinin bulunmaması dikkate alınarak, “… duruşma açmaksızın beraat kararı verebilecek olan Dairemiz, ilk derece mahkemesinin maddi olayın gerçekleşme biçimine ilişkin kabulünü değiştirmemesi, dosyaya yeni bir delil ikame etme yoluna gitmemesi, ilk derece mahkemesinin dosyada mevcut delilleri takdir etmek suretiyle ulaştığı sonucu isabetli bulmayarak aynı delilleri yeniden değerlendirip farklı bir sonuca ulaşması, 7035 sayılı Kanun’un gerekçesinde de belirtildiği üzere değişiklikle amaçlanan hususlardan birinin Bölge Adliye Mahkemelerinin daha etkin ve verimli bir şekilde çalışmalarının sağlanması olması hususları birlikte gözetildiğinde, ilk dere mahkemesince tayin edilen temel cezanın miktarını azaltma yoluna evleviyetle gidebilecektir. Kaldı ki bu durumda duruşma açılarak sadece sanığın ve müdafiinin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi sonucu değiştirmeyeceği gibi duruşma açılması usul ekonomisine de aykırı olacaktır. Nitekim Dairemiz buna istinaden, yerel mahkemenin hukuka aykırı olarak tayin ettiği temel ceza miktarını, duruşma açmaksızın, dosya üzerinden makul düzeye çekerek kararı düzeltmiştir. Şu hususa da değinmek gerekir ki, Dairemizin uygulaması sanık lehine bir uygulama olup duruşma açılıp da sanığa meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi halinde nasıl bir yol izlenecektir? Lehine bir düzeltme yapılması amacıyla hakkında duruşma açılan sanığın zorla getirilmesi ve hatta bundan da bir sonuç alınamaması halinde yakalama emri çıkarılması usule uygun olacak mıdır? Cevap “hayır” ise veya sanık gelmese de duruşmaya devamla bir karar verilebilecekse, duruşma açmanın hukuken bir faydasının olmadığının kabulü gerekir. ” gerekçesiyle bozma ilamına karşı direnilmesine, 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde, sanığın kenevir ekme suçundan, 2313 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 10.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümdeki hukuka aykırılık düzeltilerek, hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesince, “Suç konusu uyuşturucunun net miktarı, önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle temel hapis ve adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini yerinde ise de; TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak temel hapis cezasının fazla belirlenmesi” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince verilen 7 yıl hapis cezasının 5 yıl hapis cezasına, 1500 gün para cezasının 600 gün para cezasına indirilerek hüküm kurulduğu anlaşılmakla;
İlk Derece Mahkemesinin temel hapis ve adli para cezasını alt sınırdan uzaklaşarak tayin etmesi yerinde görüldüğü belirtilmesine rağmen, devamında temel hapis cezası yönünden cezanın fazla belirlenmesinin orantılılık ilkesine aykırı olduğu kabul edilerek hapis cezasının alt sınırdan tayini sonrasında da bu gerekçelerle çelişki yaratacak biçimde hükümde temel hapis cezasının yanı sıra adli para cezasının da indirilmesi sebebiyle gerekçe ve hükümde karışıklık oluşturulması,
Hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 30.12.2022 tarihli ve 2022/3144 Esas, 2022/1976 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
31.05.2023 tarihinde karar verildi.