Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/7604 E. 2023/9130 K. 26.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7604
KARAR NO : 2023/9130
KARAR TARİHİ : 26.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/238 E., 2022/378 K.
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 27.12.2011 tarihli ve 2011/29858 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 191 inci maddesinin birinci fıkrası ve 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

B. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2012 tarihli ve 2012/8 Esas ve 2012/454 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası yönünden beraat kararı verilmiş ve kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmiştir.

C. Sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2013 tarihli ve 2013/160 Esas, 2013/365 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

D. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2013 tarihli ve 2013/160 Esas, 2013/365 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 15.05.2019 tarihli ve 2017/926 Esas, 2019/3025 Karar sayılı kararı ile;

“Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;

a. Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesi ve aynı Kanun’un 85 inci maddesi ile

5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca, 191 inci madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,

b. Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun’un 68 inci maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin beşinci fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

E. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2019 tarihli ve 2019/344 Esas, 2019/492 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

F. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2019 tarihli ve 2019/344 Esas, 2019/492 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.03.2021 tarihli ve 2020/13326 Esas, 2021/3981 Karar sayılı kararı ile;

“… 1-) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasaya aykırı

bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü
uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; “mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması bakımından, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik nedeniyle bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, …” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

G. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.07.2021 tarihli ve 2021/289 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

H. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.07.2021 tarihli ve 2021/289 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.04.2022 tarihli ve 2021/19885 Esas, 2022/5485 Karar sayılı kararı ile;

“…UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede; sanık hakkında; 23.12.2011 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle 20.02.2012 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davasında, Isparta 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 11.09.2013 gün 2013/68 esas ve 2013/574 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına hükmedildiği ve hükmün kesinleştiği; temyize konu dosya yönünden ise sanık hakkında, 15/12/2011 tarihli eylemi nedeni ile “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan, 27.12.2011 tarihinde iddianame düzenlendiği, iki suç arasında hukuki kesintinin bulunmadığı anlaşılmakla; söz konusu dosyanın aslı

veya onaylı örneğinin getirtilip denetime imkan verecek şekilde incelenen dosya arasına konulması ve tüm deliller değerlendirilerek her iki suçun “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlenip işlenmediğinin, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi; zincirleme suç oluşturduğunun kabul edilmesi halinde, ağır sonuç doğuran suç esas alınarak belirlenecek cezanın, zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43. maddesi gereğince artırılması ve böylece bulunacak sonuç cezanın, kesinleşen hükümdeki sonuç cezadan “fazla olması halinde” aradaki fark kadar “ek cezaya hükmolunması”, aksi halde “ek ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, ” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

İ. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/238 Esas, 2022/378 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Isparta (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince 2013/68 Esas sayılı dosyada verilen ve kesinleşen 1 yıl hapis cezasının MAHSUBU İLE İNFAZIN 15 GÜN HAPİS CEZASI ÜZERİNDEN YAPILMASINA, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği özetle; kararın temyizen incelenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.09.2022 tarihli ve 2022/238 Esas, 2022/378 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle, hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.10.2023 tarihinde karar verildi.

E.A