YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7519
KARAR NO : 2023/4356
KARAR TARİHİ : 15.05.2023
T U T U K L U
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2023/433 E., 2023/344 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
SUÇ TARİHLERİ : 05.08.2019, 06.09.2019
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.03.2021 tarihli ve 2019/383 Esas, 2021/98 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrası ve 58 inci maddesi uyarınca 15 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 31.240,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 03.06.2021 tarihli ve 2021/1429 Esas, 2021/1295 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re’sen de istinafa tabi olan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularına ilişkin olarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşma açılmaksızın yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca sanıklar hakkında verilen hapis cezalarının 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken, tekerrüre esas alınan mahkûmiyet hükümlerinin karar yerinde gösterilmemesi, 08.09.2019 tarihli olayda sanık Selahattin Suna’nın attığı ve içinde uyuşturucu maddelerin bulunduğu poşette ele geçirilen bu hali ile suçtan elde edildiği anlaşılan 2.800,00 TL’nin müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi, Bakırköy Adli Emanetin 2019/10741 sırasına kayıtlı uyuşturucu madde ile ilgili şahit numunenin müsaderesine karar verildiği halde, diğer maddelerle ilgili kriminal inceleme sırasında alıkonulan şahit numunelerin müsaderesine dair bir karar verilmemesi, nedeniyle hükümlerin düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi kararının, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.12.2022 tarihli ve 2021/16090 Esas, 2022/13471 Karar sayılı kararı ile;
“1. CMK’nın 280/1-a maddesinde, bölge adliye mahkemesinin “İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verebileceği düzenlenmiş olup, “TCK’nın 43. maddesi uyarınca mahkemenin zincirleme suç kapsamında kabul ettiği eylemlerden birinin diğerinin devamı hukuki niteliğinde olup zincirleme suç kapsamında değerlendirilemeyeceğine” karar verilebilmesi için, CMK’nın 280/1-g maddesi uyarınca
duruşma açılarak, delil değerlendirilmesi yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, CMK’nın 280/1-a maddesi kapsamına girmediği halde, duruşma açılmadan istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2. Yargılamaya konu edilen olaylardan mahkemece sübutu kabul edilmeyen ve sanık aleyhine kanun yoluna konu edilmeyen kısımların kesinleştiği, somut olayda 02.09.2019 tarihli eylemin mahkemece sübutunun kabul edilmediği, söz konusu karar aleyhine Cumhuriyet savcısınca istinaf yoluna başvurulmadığı, sanık ve müdafiinin istinaf istemlerine hasren incelemenin yapıldığının anlaşılması karşısında;
İlk derece mahkemesince sübutu kabul edilmeyen ve sanık aleyhine istinaf edilmeyen 02.09.2019 tarihli eylemin bölge adliye mahkemesince sübutu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,” nedenleriyle hükmün bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.02.2023 tarihli ve 2023/433 Esas, 2023/344 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ile üçüncü fıkraları ve 58 inci maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
2. K. İ.’ nin tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçilmesi olayın aydınlatılmadığının açıkça kanıtı olduğuna,
3. Site güvenlik görevlisinin tanık olarak dinlenilmesi talep edilmişse de, işbu taleplerinin reddedildiğine,
4. Polis ifadelerine göre sanığın cezalandırılmasının açıkça hukuka aykırı olduğuna,
5. Arama yapılan ve içerisinde uyuşturucu çıktığı iddia edilen evin sanığa ait olmadığına,
6. Sanığın uyuşturucu madde satmadığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
Bölge Adliye Mahkemesince, 05.08.2019 tarihinde tanık K. İ.’nin telefon görüşmesi yaptığının görevlilerce görüldüğü, takip edildiği, şahsın bulunduğu yere sanık …’in idaresindeki (34 …) plakalı aracın geldiği, K.’ın aracın sağ ön yolcu koltuğuna bindiği, aracı hareket ettiği, takip edildiği, sanığın aracı park ettiği, bunun üzerine aracın yanına kolluk görevlilerince gidildiği, aracın sağ ön yolcu koltuğunda oturan K.’ın 100,00 TL parayı sanığa verdiği, sanığın da parayı eşofman sağ cebine koyup, akabinde kıyafetinin gögüs kısmından çıkarttığı şeffaf poşet içerisindeki maddeyi K.’a verdiği, bunun üzerine görevlilerin müdahale ettikleri, sanığın kaçmaya çalıştığı, yakalandığı, K.’ın da kaçmak istediği ve bu sırada iki adet maddeyi de yere attığı, daralı ağırlıkları 1,29 ve 1,21 gram gelen sentetik kannabinoid cinsi oldukları anlaşılan maddelere görevlilerin el koydukları, sanık …’in üst aramasında atletinin altında tanık K.’ın yere attığı madde ile benzerlik gösteren bir adet kilitlenebilir naylon poşet içerisinde daralı ağırlığı 1,20 gram gelen madde ve toplam 160,00 TL paranın ele geçirildiği, bu maddenin de sentetik kannabinoid cinsi madde olduğunun anlaşıldığı, olayın bu şekilde gerçekleştiği, 06.09.2019 tarihinde Dilara Oral ile ortak olarak ikamet ettikleri evde yapılan aramada da sentetik kannabinoid cinsi uyuşturucu madde ve esrar elde edilmesini sağlayacak hint keneviri bitki parçaları ele geçirildiği, 06.09.2019 tarihinde yapılan arama sırasında ele geçirilen uyuşturucu maddelerin, sanık …’in 05.08.2019 tarihinde tanık K.’a sattığı uyuşturucu madde ticareti suçundan sonra elde edilip evde bulundurduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı, 06.09.2019 tarihli aramada ele geçirilen maddenin 05.08.2019 tarihli satış eyleminin bakiyesi olan uyuşturucu madde olarak kabul edilmesinin gerekli olduğu, uyuşturucu maddenin ticareti suçunun temadi de edebilen suçlardan bulunduğu, bu durum karşısında sanığın eyleminin tek uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; suçun vasfına ve sübutuna, delillerin değerlendirilmesine ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanık
ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Hüküm fıkrasının adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısmında taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği ihtarı yerine taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde ödenmeyen adli para cezasının tamamının tahsil edileceğinin ve hapse çevrileceğinin ibaresi eklenilmek suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesine aykırı davranılmasının hukuka aykırı olduğu,
Değerlendirilmiş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 23.02.2023 tarihli ve 2023/433 Esas, 2023/344 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 303 üncü maddesi gereği Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün;
Hüküm fıkrasının adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin kısmından “taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde ödenmeyen adli para cezasının tamamının tahsil edileceğinin ve hapse çevrileceğinin” ibaresinin çıkartılması ve yerine “taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği” ibaresinin eklenilmesi,
Suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi hükmündeki hukuka aykırılığın DÜZELTİLEREK, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Hükmolunan ceza miktarı ile tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki salıverilme talebinin REDDİNE,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.05.2023 tarihinde karar verildi.