Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/7348 E. 2023/9402 K. 02.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7348
KARAR NO : 2023/9402
KARAR TARİHİ : 02.11.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
HÜKÜM : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine
mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ

A. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının, 19.03.2013 tarihli ve 2013/1623 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 191 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

B. Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.05.2013 tarihli ve … Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiş, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmiştir.

C. Sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 28.02.2014 tarihli ve … Karar sayılı kararı ile sanık hakkında Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.05.2013 tarihli ve 2013/237 Esas, 2013/476 Karar sayılı kararı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmiş, kararın itiraz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosya denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilmiştir.

D. Sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gerektirdiği yükümlülüklere uymadığının bildirilmesi üzerine dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonucunda, Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2015 tarihli ve …. Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

E. Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.03.2015 tarihli ve 2014/765 Esas, 2015/183 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.12.2019 tarihli ve 2019/3604 Esas, 2019/8776 Karar sayılı kararı ile;

“Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;

a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” , karar verilmesi,

b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanığın, yükümlülüklerini ihlal ettiğinin sabit görülmesi halinde hakkında, 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi,…”

Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

F. Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.03.2020 tarihli ve … Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde

yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

G. Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.03.2020 tarihli ve … karar sayılı kararının, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.06.2021 tarihli ve 2020/15612 Esas, 2021/7439 Karar sayılı kararı ile;

“…1-Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe kanunun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,

2-28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la TCK’nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, “kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Karşıyaka Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 31.03.2014 tarihli uyarılı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; bu ihtardan sonra sanığın denetime başladığı, sanığın sevkedildiği Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine gitmemesi nedeniyle sanığa Karşıyaka Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından 15.05.2014 tarihli birinci uyarının tebliğ edilerek ihtarda bulunulduğu; sonrasında denetime devam eden sanığın 23/09/2014 tarih ve 3765 sayılı hastane yazısında sanığın tetkik ve klinik değerlendirmesi sonucunda tedavi programının gereklerini yerine getirmediği için tedavi programının olumsuz sonuçlandığının belirtilmesi nedeniyle sanığa ikinci bir ihtaratta bulunulmadan dosyanın kapatıldığı anlaşılmakla, uyumsuzluğun uyuşturucu madde kullanımına devam etmek haricinde başka bir eylemle ihlal edilmiş olması halinde sanığın bu aşamada yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinin kabulünün mümkün olmayacağı da nazara alınarak; bahsi geçen hastane yazısından uyumsuzluğun ne şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmadığından; sanığın hastane randevularına gitmeyerek mi yoksa uyuşturucu madde kullanmaya devam etmek suretiyle mi tedaviye uyumsuzluk gösterdiğinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

3-Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan “Basit Yargılama Usulü” başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun’un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile, “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin, aynı bentte yer alan “… basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ” mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK’nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 7. maddesi ile CMK’nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

4- Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan hükümlülüğün “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olduğu, 6545 sayılı Kanun’la getirilen TCK’nın 191. maddesindeki değişiklikler ile koşulların oluşması durumunda, “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” ve “davanın düşmesi” seçeneklerine de yer verilmesi nedeniyle, tekerrüre esas alınan ilamla ilgili olarak yasal değişiklik sonrası bir uyarlama işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmamışsa uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,

5-24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararına yanlış anlam verilerek 5237 sayılı TCK’nın 53/1-b maddesinin

uygulanmaması ve hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,…”

Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

H. Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.09.2022 tarihli ve 2021/453 Esas, 2022/549 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 191 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanığın temyiz isteği özetle; kararın temyizen incelenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR (İlk Derece Mahkemesinin Kabulüne Göre)

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

Bozmaya uyulduğu, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, aşağıdaki husus dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

Bozma öncesi verilen hükümde, sanık hakkında Karşıyaka 1. Sulh Ceza Ceza Mahkemesinin 2006/1258 Esas ve 2007/1380 Karar sayılı ilamı ile verilen 10 ay hapis cezasının tekerrüre esas alındığı ve hükmün sadece sanık tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın kazanılmış hakkı korunmadan

Foça (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/414 Esas ve 2011/219 Karar sayılı ilamı ile verilen 1 ay hapis cezasına ilişkin ilamın nazara alınarak sanığın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre cezasının çektirilmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu değerlendirilmiş; bu hususun Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.09.2022 tarihli ve 2021/453 Esas, 2022/549 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün;

Tekerrürle ilgili olan bölümü çıkarılarak ve yerine “Karşıyaka 1. Sulh Ceza Ceza Mahkemesinin 2006/1258 Esas ve 2007/1380 Karar sayılı ilamı ile verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin hüküm nedeniyle, hükmolunan cezanın 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,

Suretiyle, oy birliği ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.11.2023 tarihinde karar verildi.