YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7257
KARAR NO : 2023/5288
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2023/6 E., 2023/12 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
A. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2021/360 Esas, 2021/354 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/1791 Esas, 2021/2020 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16.11.2022 tarihli ve 2022/3660 Esas, 2022/11799 Karar sayılı kararı ile;
“1. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; kolluk görevlilerince uyuşturucu madde suçlarına yönelik yapılan çalışma kapsamında, sanığın sevk ve idaresinde bulunan aracın şüphe üzerine durdurulduğu, üzerinde suç unsuru olup olmadığı sorulduğunda sanığın cebinden çıkardığı üç parça halinde toplam 89 adet hapı rızaen teslim ettiği olayda, dosya içerisinde hiçbir arama kararının bulunmadığı dikkate alınarak; 2559 sayılı PVSK’nın 9. maddesine göre olay yeri ve tarihini kapsayacak nitelikte “önleme araması kararı” veya CMK’nın 116., 117. ve 119. maddelerine uygun şekilde alınmış “adli arama kararı” ya da “yazılı arama emri” bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa aslı veya onaylı bir örneğinin dosya içine getirilmesinden sonra sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2. Sanığa verilen adli para cezasının TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine karar verildikten sonra kararda “taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın tamamının bir seferde tahsil edileceği ve ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği” ihtarı yerine, “6545 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3 maddesi gereğince, sanığın tebliğ olunan ödeme emri üzerine 30 günlük süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, iki saat çalışması karşılığı bir gün
olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilebileceği, sanığın hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmının hapis olarak infaz edilebileceğinin ihtarına” ibaresi yazılmak suretiyle TCK’nın 52/4. maddesinin son cümlesine aykırı davranılması,
3. Hükümden önce TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2023 tarihli ve 2023/6 Esas, 2023/12 Karar sayılı kararı ile sanığın, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
E. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması yönünde karar verilmesi görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,
3. Cumhuriyet savcısının arama emrine istinaden yapılan aramanın usule aykırı olduğuna,
4. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna,
5. Aynı eylemden dolayı kullanma ve ticaret suçlarından ayrı soruşturmalar yürütülmesinin hukuka aykırı olduğuna, 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı ile herkesin bir suçtan ancak bir defa yargılanabileceği ve bir defa cezalandırılabileceği ilkesine aykırı davranıldığına,
6. Tutanak mümzilerinin tanık sıfatıyla dinlenmeleri gerektiğine,
7. İkamet ve araç aramasının 5271 sayılı Kanun’un 119 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı olduğuna,
8. Önleme arama kararının olay yerini ve tarihini kapsamadığına, suça konu uyuşturucu maddeleri rızaen teslim eden sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerinin il genelinde uyuşturucu madde suçlarına yönelik yaptıkları çalışmada, olay tarihinde sanığın sevk ve idaresinde bulunan aracın şüphe üzerine durdurulduğu, sanığın aranan şahıslardan olmadığının tespit edildiği, sanığın cebinden çıkardığı 3 adet poşet içinde bulunan toplam 89 adet amfetamin ihtiva eden hapları rızaen teslim ettiği olayda;
Sanığın günlük kişisel ihtiyacının çok üzerinde haplar ile yakalanması, yakalanan hapların çok sayıda (89), birbirine yakın miktarda 30+30+29 adet olmak üzere 3 ayrı şeffaf poşet içine konulmuş vaziyette olması, sanığın kullanım amacıyla bulundurduğunu belirtmesine rağmen birbirine yakın ve 3 ayrı paket halinde üzerinde taşımasına yönelik verdiği, çocukları ve işçilerinin görmemesi için taşıdığı savunmasının genel yaşam tecrübelerine aykırı olması ve bu savunmasının son celsedeki iş yerinde olay tarihinde elemanı olan, açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği Suriyeli çalışanı aracılığıyla aldığı savunmasıyla çelişmesi, hapların ele geçirilme yeri ve şekli ile miktar ve niteliği bir arada değerlendirilerek suça konu hapları kullanma amacı dışında, ticari amaçla bulundurduğu, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle mahkûmiyetine karar verilmiş; olayın gerçekleştiği tarih ve saat ile olay yerini kapsar şekilde önleme arama kararının ayrıca 5271 sayılı Kanun’un 116 ncı, 117 nci ve 119 uncu maddelerine uygun şekilde alınmış yazılı arama emrinin bulunduğu, sanık müdafiinin bu yöndeki itirazının ise önleme arama kararı saatinin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı, sanığın suça konu hapları rızası ile kolluk güçlerine teslim etmek suretiyle kendi suçunun ortaya çıkmasına yardımcı olduğundan ve sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahsedilemeyeceği, kolluk tarafından önleme arama kararı neticesinde durdurma ve kimlik sorma işleminin ardından suç eşyasının bulunabileceğine ilişkin şüphe oluşması üzerine tedbir amaçlı kişinin kaba üst aramasının yapılabilmesinin kolluğun yetkisi dahilinde olduğu, bu itibarla sanığın önleme araması esnasında rızaen teslimi olmaması halinde dahi kaba üst araması ile suça konu hapların kolaylıkla bulunabileceği ve bu durumun kolluğun yetkisi dahilinde
olduğu, sanığın suçunun ortaya çıkmasına hizmet ettiğinin kabulünün mümkün olmadığı, bunun yanı sıra sanığın olay tarihinden en az 1 ay öncesinde aldığı hapları üzerinde taşımasının ticaret kastını gösterdiği, hapları 1 ay önce aldığına dair beyanın da sübut bulan eyleminin ortaya çıkmasına katkı sağlamadığı gerekçesiyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesinin, suçun vasfına ve sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, idrar analizi sonucu sanığın uyuşturucu madde “kullandığının” tespit edilmesi nedeniyle hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülerek kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, sanığın üzerinde suça konu hapların ele geçmesi nedeniyle ise hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ayrı soruşturma yürütülüp yargılama yapıldığı, dolayısıyla iki farklı eylem söz konusu olup aynı eylemden iki kez yargılama olmaz ilkesine aykırılıktan bahsedilemeyeceği, fikri içtima kuralının uygulanma şartlarının da oluşmadığı anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, aşağıda belirtilen dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Adıyaman 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 14.02.2021 tarihli ve 2021/1424 değişik iş numaralı önleme arama kararında, halkın mevcut huzur ve güven ortamının devam ettirilebilmesi amacıyla 15.03.2021 ilâ 15.04.2021 tarihleri arasında Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda (5607 sayılı Kanun) öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla 15.04.2021 ilâ 15.05.2021 tarihleri arasında Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince önleme araması yapılabileceği belirtilmekle, olay tarihi olan 09.05.2021 tarihini kapsayan 15.04.2021 ila 15.05.2021 tarihleri arasında yapılabilecek önleme aramasının 5607 sayılı Kanun’da düzenlenen suçlarla sınırlandırıldığı, söz konusu sınırlamanın sanık aleyhine yorumlanamayacağı; hukuka uygun arama kararı ve yeterli delil bulunmadığı aşamada kullanım miktarını aşan sayıda uyuşturucu maddeleri kendi rızasıyla teslim etmek suretiyle suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet ettiği anlaşılan sanık hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2023 tarihli ve 2023/6 Esas, 2023/12 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adıyaman 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.06.2023 tarihinde karar verildi.