Yargıtay Kararı 10. Ceza Dairesi 2023/6963 E. 2023/8767 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6963
KARAR NO : 2023/8767
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/439 E., 2021/733 K.
SUÇ : Uyuşturucu madde ticareti yapma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanması

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKİ SÜREÇ
A. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.11.2017 tarihli ve 2017/186 Esas, 2017/428 Karar sayılı kararı ile sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 25.12.2018 tarih ve 2017/2596 Esas, 2018/2948 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14.01.2020 tarihli ve 2019/1653 Esas, 2020/172 Karar sayılı kararı ile;
“Sanığın üzerine atılı suçu kabul etmemesi karşısında; 18/03/2017 tarihli olay, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı altında imzası olan kanaat oluşturacak sayıda kolluk görevlisinin tanık olarak dinlenmesi için duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp, yöntemince bilgi ve görgülerine başvurularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,”
Nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.07.2020 tarihli ve 2020/89 Esas, 2020/258 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
E. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.05.2021 tarihli ve 2020/21849 Esas, 2021/6096 Karar sayılı kararı ile;
“Sanığın üzerine atılı suçu kabul etmemesi ve montunun cebinden suç konusu 6 paket eroinin ele geçmediğini savunması karşısında; uyulmasına karar verilen Dairemizin ilamında da belirtildiği üzere, 18/03/2017 tarihli olay, yakalama ve muhafaza altına alma tutanağı altında imzası olan kolluk
görevlilerinden kanaat oluşturacak sayıda görevlilerin tanık olarak dinlenmesi için duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp, yöntemince bilgi ve görgülerine başvurularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, sözü edilen tutanakta imzası olanlardan sanığın yakalandığı inşaatın dışında duran ve inşaatın içine girmeyip sanığın yakalanmasına katılmayan ve montundan suça konu eroinlerin ele geçirilmesi işlemini görmeyen iki görevli tanığın beyanlarıyla yetinilerek, kanaat oluşturacak sayıdaki kolluk görevlisi tanık olarak dinlenmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması, ”
Nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.12.2021 tarihli ve 2021/439 Esas, 2021/733 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 188 inci maddesinin üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri özetle;
1. Suçun unsurlarının oluşmadığına,
2. Yeterli delil bulunmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine,
3. Tutanak tanığı beyanlarının gerçeği yansıtmadığına ve tutanak tanıklarının olayı hatırlama ihtimallerinin bulunmadığına, tanık …’in beyanlarında sanıktan madde almadığını belirttiğine,
4. Alt sınırdan uzaklaşılarak cezaya hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Olay, yakalama, muhafaza altına alma tutanakları içeriği ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre; kolluk görevlilerine başvuran tanık İsa’nın uyuşturucu madde satan kişileri polise yakalatabileceğini söylemesi üzerine polis memurlarınca Cumhuriyet savcısına durumun bildirilmesi ve alınan talimat uyarınca tanık İsa vasıtasıyla uyuşturucu madde alışverişine girilmesi ile mahkûmiyetine hükmedilen temyiz dışı sanık Ziyarat’ın şifai beyanında olay anında kaçan kişinin Batur isimli kişi olduğunu ve
kendisine uyuşturucu madde sattırdığını söyleyerek Batur isimli kişinin yaşadığı yeri tarif etmesi üzerine olay yerine giden kolluk görevlilerinin sanık …’ın üst aramasında suça konu eroin ve metamfetamini ele geçirdiği olayda; ele geçirilen uyuşturucu maddenin satışa hazır vaziyette oluşu ile her ne kadar gerekçeli kararda yazım hatası yapılarak adı İsmail olarak yazılmışsa da 24.10.2017 tarihli celsede tanık İsa’nın sanıktan uyuşturucu aldığını belirtmesi hususları bir arada gözetilerek satmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurduğu gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesinin suçun sübutuna ilişkin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, duruşmada dinlenilen tutanak tanıklarının olayı doğruladığı, sanık hakkında hüküm kurulurken cezanın alt sınırından uzaklaşılmadığı anlaşılmakla sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş; hükümde açıklanan gerekçeler, tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak, hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.12.2021 tarihli ve 2021/439 Esas, 2021/733 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
16.10.2023 tarihinde karar verildi.